HABERLER
"Zulme Dur De!"dik!
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Bem-Bir-Sen Genel Başkanımız Levent Uslu, Mısır'daki idamlara karşı "Zulme Dur De!" eylemine katıldı. Genel Başkanımız Levent Uslu ve Memur-Sen Konfederasyonumuza bağlı Sendikalarımızın üyelerinin de katıldığı İstanbul'daki Mısır Başkonsolosluğu önündeki eylemle eşzamanlı olarak Ankara'daki Mısır Büyükelçiliği önünde de "Zulme Dur De!" sloganıyla basın açıklaması yapıldı.
Mısır'da Sisi mahkemeleri tarafından haksız ve hukuksuz şekilde verilen idam kararlarını telin için Memur-SEN, İHH İnsani Yardım Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Hukukçular Derneği, Milli Gençlik Vakfı, Mustazaflar Derneği, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği, TÜGVA ve Yedi Hilal Derneği tarafından Ankara'daki Mısır Büyükelçiliği ve İstanbul'daki Mısır Başkonsolosluğu önünde eylem düzenlendi.
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Bem-Bir-Sen Genel Başkanımız Levent Uslu'nun katıldığı İstanbul Balkonsolosluğu önündeki eylemde, Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin darbe ile indirilmesi ile başlayan ve Sisi mahkemelerinin hukuksuz idam kararlarıyla devam eden zulüm basın açıklamasıyla kınandı.
MISIRDA YAŞANAN OLAYLARA İLİŞKİN ORTAK BİLDİRİ
Ortak bildiride şöyle denildi:
"Mısır'da ülkenin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve iktidarının 3 Temmuz 2013 tarihinde askeri darbe ile görevden uzaklaştırılmasının üzerinden 5 yıl 7 ay 27 gün geçti. Mısır halkının Milli iradesine karşı yapılan Askeri darbeden sonra onbinlerce Müslüman Kardeşler taraftarı darbeyi protesto etmek üzere sokaklara çıkarak, günler süren oturma ve işgal eylemleri düzenledi. Darbe karşıtlarının başkent Kahire’de kurduğu iki büyük kamp, 14 Ağustos 2013 tarihinde kanlı bir askeri müdahaleyle dağıtıldı. İnsan Hakları İzleme Örgütünün raporuna göre Mısır'da darbeciler tarafından ülkede 1150 kişi sistematik bir şekilde öldürülmüş, Adeviye Meydanı'nda Mısırlı güvenlik güçleri tarafından 817 kişinin öldürüldüğü olayın dünyada tek bir günde en fazla sayıda göstericinin öldürüldüğü katliamlarından biri olduğu vurgulanmıştır. Askerî darbenin ilanından itibaren Müslüman Kardeşler ve askerî darbe karşıtı hareket liderleri hukuksuz tutuklamalarla karşı karşıya kalmıştır.
Bundan 4 yıl önce 2015 Yılında Mısır’ın Başkenti Kahire’de bombalı bir saldırıda hayatını kaybeden Başsavcı Hişam Berekat’ın ölümüne sebep oldukları suçlamasıyla yargılanan Müslüman Kardeşler üyesi 9 kardeşimizin geçen hafta idam edilmesinin üzüntüsü içerisindeyiz. Bununla birlikte yakın zamanda farklı davalardan yargılanan 50 kardeşimizin daha idam kararının infaz edilmesi söz konusudur. Bu idamların durdurulması için dünya genelinde güçlü bir kamuoyu oluşturulması gerekmektedir.
Mısır’daki yapılan idamlar Mısır Mahkemeleri tarafından adil bir biçimde verilmiş kararlar değildir. Bu kararlar tamamen siyasi amaçla verilmiştir. İçimizi yakan bu olay karşısında bizi daha da dehşete düşüren vaka ise İslam ülkeleri ve Müslüman toplulukların bu yaşananlar karşısında sessiz kalmasıdır.
Mısır’da seçimle başa gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrildiği 2013 darbesinden bu yana yüzlerce kişi idam cezasına çarptırılmıştır. İdama çarptırılanların çoğu Mursi’yi destekleyen Müslüman Kardeşler üyesi ve Müslüman Kardeşlerle bağlantısı olan Mısırlılardır. Üst Mahkeme bu cezaların çoğunu iptal etse de, yıl içerisinde Mısır’da 15 kişi idam edilmiştir.
Yapılan son infazlar gösterdi ki Darbeci Sisi’nin ölüm cezasını kullanması tam bir insan hakları krizi halini almıştır. Verilen karar ve yapılan idam karşısında Batı bir kez daha insanlık suçu işlenmesine göz yummuştur. Bu süreçte Batı “İnsan Hakları” ve “Adalet” kavramlarını kendi işlerine geldiği gibi anlamaya ve kullanmaya devam etmektedir. AB idama karşı olmasına rağmen idam kararlarından sonra Mısır Yönetimine karşı sessiz kalmıştır.
Mısır Parlamentosu, anayasada bulunan cumhurbaşkanlığı dönem sınırlamasıyla ilgili maddenin kaldırılması için sunulan önergeyi geçtiğimiz haftalarda kabul etti. Ramazan ayından önce halk oylamasına sunulacak olan maddenin kabul edilmesi durumunda Sisi yönetimi, 2034 yılına kadar ülkenin başında kalmaya devam edecektir.
Bu süreçten sonra Darbeci Sisi kendisine muhalif kimseyi istememektedir. Kendisine muhalif olan herkes için Mısır’ı açık cezaevi haline getirmiştir, getirmeye de devam edecektir. Biz buradan Mısır Yönetimi’ne ve Sisi’ye ülke halklarıyla normalleşme çağrısında bulunuyoruz.
Suriye, Irak, Mısır, Yemen ve birçok İslam ülkesinde yaşanan sıkıntıların ardında ırkçı emperyalizm vardır. Irkçı emperyalizm, bölgeyi neredeyse bütün uluslararası haber ajanslarında etnik ve mezhepsel adlandırmalar ile tasnif eden, işine geldiğinde etnik yapıyı, işine geldiğinde mezhep farklılığını kullanan yapıdır. Bölge insanlarının emperyalizme karşı ortak bir tavır sergilemesini önleyebilmek için her dönemde ırkçılığı ve mezhepçiliği körüklemişler, provakatif olaylarla bölge insanını birbirine düşürmüşlerdir.
İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar, hem İslam coğrafyasında hem de tüm dünyada barış ve huzurun tesisinin İslam Birliği’nin kurulmasından geçtiğini görmelidirler. İslam ülkeleri ve Müslüman toplulukların kendi problemlerini kendilerinin çözebileceği bir mekanizma olarak İslam Birliğinin teşekkülü dışında tevessül edilen diğer tüm çözümlerin beyhude olacağı aşikardır.
Biz bu coğrafyada insanların hak ve hukuklarının gözetilmesini, kimseye ikinci sınıf muamele yapılmamasını istiyoruz.
Baskıcı totaliter rejimler Mısır’ı ve İslam coğrafyasını bir yere götüremez.
Mısır itibarı bu idamlar ile hem İslam coğrafyasında hem de dünyada hızla aşağı düşmektedir.sır yönetimi idamları durdurmalıdır.
Mısır yönetimi insan haklarına ve adil yargılamaya riayet etmelidir.
Mısır yönetimi kendi toplumu ile kucaklaşmalıdır.
Mısır yönetimi İslam coğrafyasıyla aralarındaki sıkıntıları gidermek yönünde adım atmalıdır.
Biz bu coğrafyada hak ve adalet ekseninde tüm farklılıklarımızla birlikte barış içerisinde yaşamak istiyoruz.
Biz bu coğrafyada Müslüman ya da gayrimüslim kimsenin saçının teline zarar gelmesin istiyoruz.
Bu eylemi organize eden ve bu ortak bildiriyi kalem alan sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak bizler, başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkeleri ve İslam İşbirliği Teşkilatından idamların durdurulması konusunda Mısır’daki yönetimi mutlaka ama mutlaka uyarmalarını bekliyoruz. Mısır Yönetiminin bu yanlışlardan bir an önce dönmesini istiyoruz.
BAŞKENT'TE BÜYÜKELÇİLİK ÖNÜNDE DE AÇIKLAMA YAPILDI
Bem-Bir-Sen 3 No.lu Şube Başkanımız Hanefi Sinan ve yönetimi ile üyelerimizin de katıldığı Mısır Büyükelçiliği önündeki basın açıklaması Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, AGD Ankara İl Başkanı Ahmet Şanver ve İHH adına Mustafa Sinan tarafından yapıldı.
Mısır'da idam kararlarının adil bir şekilde alınmadığı, mahkemelerin, siyasi otoritenin etkisinde kaldığının ifade edildiği açıklamada, İslam ülkelerinin bu olaylar karşısında sessiz kalmasına bir anlam verilemediği dile getirildi. Açıklamada, "Verilen karar ve yapılan idam karşısında Batı, bir kez daha insanlık suçu işlenmesine göz yummuştur. Bu süreçte Batı, insan hakları ve adalet kavramlarını çıkarları için kullanmaya devam etmektedir. Avrupa Birliği idama karşı olmasına rağmen idam kararlarından sonra Mısır yönetimine karşı sessiz kalmıştır. İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar, hem İslam coğrafyasında hem de tüm dünyada barış ve huzurun tesisinin, İslam Birliğinin kurulmasından geçtiğini görmelidirler." denildi.