HABERLER
Memur-Sen Ankara İl Divanı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın Katılımıyla Gerçekleştirildi
Memur-Sen Ankara İl Temsilciliği’nin düzenlediği il divan programı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Genel Başkanımız Levent Uslu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Oktay, il divanda yaptığı konuşmasında kamuda 'liyakati' esas alan yaklaşımlarını sürdüreceklerini belirterek, "Bölgesel geçim endekslerini dikkate alarak kamu çalışanlarının sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız" dedi.
Memur-Sen Genel Merkezi’nde yoğun bir katılımla gerçekleştirilen il divan programında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Memur-Sen'in 1 milyonu aşan üye sayısı ile 11 sendikasıyla Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olduğunu belirterek, "Memur-Sen'in gücü sadece üye sayısıyla sınırlı değildir. Sadece ne kadar geniş bir coğrafyada faaliyet gösterdiğiyle de sınırlı değildir. Memur-Sen çalışma hayatının sorunlarıyla ilgilendiği kadar, kamuda emek mücadelesini verdiği kadar demokrasimize, milli iradeye de dört elle sarılan, sahip çıkan bir örgütlenmedir. 21 yılda hak ve özgürlükler noktasında nereden nereye geldiğimizin en yakın şahidi de yine sizlersiniz. Kamu sendikacılığının uzun yıllar önemsenmeyen bir alan olarak kaldığını sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz. Bu eksikliğin bilinciyle, Cumhurbaşkanımız liderliğinde, kamu görevlileri sendikacılığının güçlenmesi için önemli reformlara imza attık. Attığımız adımlarda her zaman sizlerden gelen taleplere kulak verdik; her bir düzenlemeyi de yine sizlerle istişare içinde hazırladık. 28 Şubat'ın o karanlık günlerinde kamu personelinin üzerinde 'Demokles'in kılıcı' gibi sallanan kamuda kılık kıyafet yasaklarını biz kaldırdık. Aynı şekilde, inancından ötürü ötekileştirilen, türlü mağduriyetler yaşayan kamu personelimizin imdadına biz koştuk ve inanç özgürlüğü ve haklarıyla ilgili sağlam güvenceler getirdik. Kamu görevlilerimizin toplu sözleşme hakkını anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer vermenin yanında disiplin cezalarına yargı yolunu açtık. Geçici personel statüsünü sözleşmeliye dönüştürdük ve sendikaya üye olabilme hakkı tanıdık" diye konuştu.
"Her türlü vesayete en güçlü cevabı kamu boyutunda Memur-Sen vermiştir"
Memur-Sen'in her dönemde demokrasi ve milli iradeden yana tavır koyduğuna değinen Oktay, bu durumun bizzat şahidi olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
"28 Şubat'ta dik duran sizlerdiniz. Gezi provokasyonunda, 15 Temmuz hain darbe girişiminde eğilmeyen yine sizlerdiniz. Suni sendika değiştirme eylemleriyle yürütülen karalama kampanyalarına, fitneye ve her türlü vesayete yine en güçlü cevabı kamu boyutunda Memur-Sen vermiştir. 21 yılda hak ve özgürlükler noktasında nereden nereye geldiğimizin en yakın şahidi de yine sizlersiniz. Kamu sendikacılığının uzun yıllar önemsenmeyen bir alan olarak kaldığını sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz."
“Emekçilerimizin satın alma gücünü koruyacağız”
Türkiye Yüzyılı'nın emekçinin, alın teri dökenlerin ve çalışanların yüzyılı olacağını söyleyen Oktay, "Tüm çalışanlarımız büyüyen Türkiye'nin artan refahından hak ettiği payı alacak. Kamuda liyakati esas alan yaklaşımımızı güçlendirerek sürdüreceğiz. Bu çerçevede liyakat ölçütlerini daha şeffaf bir şekilde ortaya koyan ve daha etkili uygulanmasını sağlayıcı mekanizmaları güçlendireceğiz. Bölgesel geçim endekslerini dikkate alarak kamu çalışanlarının sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında tüm emekçilerimizin satın alma güçlerinin korunmasına yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Kamu görevlilerimiz için toplu sözleşme hakkını 2010 yılında anayasal güvenceye kavuşturmuş, 2012 yılında ise yasal düzenlemeleri gerçekleştirmiştik. O günden bugüne konfederasyon ve sendikalarımızla toplam 6 toplu sözleşme dönemi geçirerek kamu çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarında yüzlerce iyileştirme yaptık. İnşallah ağustos ayında da 7'nci Dönem Toplu Sözleşmeyi imzalayarak bu iyileştirmeleri daha da artıracağız. Sorunların, eksikliklerin bilincindeyiz; bunların da bertaraf edilmesi için yine birlikte çalışacağız. Biraz önce ifade ettiğim onlarca kazanımın arkasında nasıl ki AK Parti iktidarlarının imzası varsa; bu sorunları çözecek, bu talepleri karşılayacak, memurlarımızı memnun edecek çalışmaları yapacak tek güç de yine AK Parti'dir; yine Cumhur İttifakıdır" ifadelerini kullandı.
"14 Mayıs seçimleri kamu görevlisine parmak sallayanlarla emeği baş tacı edenler arasında bir seçimdir"
14 Mayıs'ın bu kazanımların artarak sürmesi noktasında tarihi bir dönemeç olduğuna dikkat çeken Oktay, şunları söyledi:
"14 Mayıs seçimleri, Türkiye ileri mi gidecek yoksa hem kamunun hem siyasetin düğümlendiği yıllara mı dönecek, bunun belirleneceği tarihtir. Kendinden olmayanı dışlayan, kamu görevlisine parmak sallayan CHP zihniyetiyle emeği baş tacı edenler arasında bir seçimdir. Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız diye söz verip belediyelerde personel kıyımı yapan bunlar değil mi? Belediye kadrolarını bölücü terör örgütünün uzantıları başta olmak üzere yandaşlarına peşkeş çeken bu yedi başlı koalisyon değil mi? Kendileriyle aynı ideolojik çizgidekiler dışında hiçbir sendikanın, hiçbir STK'nın faaliyet yürütmesine müsaade etmeyen de bunlar. Bu garabet zihniyetin belediyelerde ortaya koyduğu yaklaşım aslında ülkeyi geriye götürecek yönetim anlayışlarının bir örneği."
"Bürokrasiyi 7'ye katlamaktan, vesayeti 7'ye katlamaktan başka bir projeleri var mı bunların?"
Millet İttifakı'na sert sözlerle yüklenen Oktay, "Yedi başlı koalisyon Türkiye'ye ne vaat ediyor? Bürokrasiyi 7'ye katlamaktan, vesayeti 7'ye katlamaktan başka bir projeleri var mı bunların? Sistemi değiştireceğiz diye, değişim adı altında belirsizlik vaat ediyorlar. Yeni Düzen getireceğiz dedikleri şey aslında "eski kaos" sisteminden başka bir şey değil" diye konuştu.
Yalçın: Mücadelemiz emeğin değerini bulması, alın terinin karşılığını alması içindir
Memur-Sen’in ideolojik sendikacılığa karşı müzakereye ve mücadeleye dayalı hizmet sendikacılığını şiar edindiğini ifade eden Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise “Mücadelemiz emeğin değerini bulması, alın terinin karşılığını alması içindir. Mücadelemiz aynı zamanda Türkiye’nin korku tünelinden çıkması, ham demokrasinin tam demokrasi olması, milletin değerleriyle uğraşanlara karşı milletin değerlerini baş tacı edip millet iradesinin yanında olmaktır” diye konuştu.
“Memur-Sen olarak bugüne kadar siyasi süreçlerde tutumumuz hep milletten yana oldu” diyen Genel Başkan Yalçın, “Tercihimiz her zaman milletin yanında olmak, Millet iradesini tam ve kamil kılmak, ham demokrasiden tam demokrasiye geçmekten yana oldu. Tevazua gerek yok, Memur-Sen olarak Türkiye’nin demokratikleşmesinde çok büyük payımız var. Kurulduğumuz yıllar Eski Türkiye’nin en karanlık dönemine denk geldi. Müesses nizam milletle, millet iradesiyle ve milletin değerleriyle savaş halindeydi. Emek ve hürriyet birbirinden ayrılmaz dedik, emek kadar hürriyeti de savunduk. Biz vesayet rejimine karşı milletin değerlerini, iradesini, özgürlüğünü savunduk. Kamu görevlilerine kazandıracağımız en değerli kazanım şüphesiz üzerimizdeki vesayet perdesini yırtıp atmaktı. Biz de öyle yaptık” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen’in örgütlü gücüyle demokrasi mücadelesinin en önde gelen sivil toplum hareketlerinden biri olduğunu belirten Yalçın, “Bin yıl sürecek denen 28 Şubat vesayetini meydanlarda eylemlerle, topladığımız 12 milyon 300 bin imzayla, yasama süreçlerine katkılarımızla, diplomatik gayretlerle 10 senede yırtıp attık. 12 Eylül darbe anayasasına karşı sivil anayasayı, 28 Şubat’a karşı temel özgürlükleri ve sivil siyaseti, “Savunan Adam”ı, Darbe planlarına, gece yarısı muhtıralarına karşı millet iradesini, “Uzun Adam’ı”, 15 Temmuz işgal ve darbe girişimine karşı irademizi, vatanımızı, varlığımızı, bekamızı savunduk. Bu ülkeye nefes aldıracak, vesayetin kör düğümlerini çözecek referandumların tamamına destek olduk. Ortay payda mitingleriyle, sivil anayasa çalışmalarımızla vesayetin çarklarını tek tek kırdık. Darbecilerin kuklaları olan 5’li çeteyle de, onların apoletli sendikacılıklarıyla da mücadele ettik. Terör örgütleri üzerinden denenen vesayete karşı da meydanlarda biz vardık. Üniversitelerde YÖK üzerinden, Yargıda HSYK üzerinden kurulmak istenen bürokratik vesayetle yine biz mücadele ettik” şeklinde konuştu.
“Beklentimiz daha adil bir gelir dağılımı, daha fazla memnuniyet üreten bir yasadır”
Kamu görevlileri olarak 14 Mayıs seçimlerinden sonra beklentilerini sıralayan Yalçın, memnuniyetin artması için toplu sözleşme yasasının revize edilmesini ve ücret artışlarının yapılması gerektiğine vurgu yaparak “ 4688 sayılı Kanun’da değişiklik yapılmasını elzem görüyoruz. Bunun için bizler memnuniyetin artması, daha fazla çözüm üreten bir toplu sözleşme masası için toplu sözleşmenin kapsamının genişletildiği, tutanak düzenine geçildiği, sürenin artırıldığı, hakem Heyeti aritmetiğinin düzeltildiği, örgütlenme özgürlüğünün genişlediği, grev hakkının temin edildiği, yasadaki çarpıklığın düzeldiği, masadaki adaletsizliğin giderildiği, dayanışma aidatının geldiği zeminin temin edilmesini istiyoruz” dedi.
Yalçın öte yandan kamu görevlilerinin halen çözüm bekleyen sorunlarının olduğuna dikkat çekerek beklentilerini sıralayarak şöyle konuştu:
“Dereceye yükselen tüm kamu görevlilerinin ek göstergelerini 3600'e yükseltilmesi, yüksek yargı mensuplarına verilen ek tazminatlarla beraber kamudaki avukatlar, şube müdürleri, müdürler, mühendisler, vaizler, murakıplar, uzmanlar ve diğer teknik personel ile idari personelin beklentilerini karşılayacak iyileştirmelerin sağlanmasını, kamu görevlilerine de bayram ikramiyesi verilmesini, özelleştirme sonrası sözleşmeli olarak çalışan kamu görevlilerinin zorunlu emekli olma durumlarına son verilmesini, SGK personeline ilave tazminat verilmesini, Yardımcı Hizmetler Sınıfının Genel İdari Hizmetler Sınıfı'na geçirilmesini istiyoruz. Art arda yaşadığımız depremlerde, bölgede görevli olan kamu görevlilerine fazla çalışma ücreti ve tazminatların tavan miktar üzerinden ödenmesini, üniversite idari personelinin kurumlar arası yer değişikliği hakkının gecikmeden hayata geçirilmesini, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na 24 saat esaslı hizmet üreten yurt, kamp, sporcu eğitim ve gençlik merkezlerinde görevli kamu görevlilerine Nöbet Ücreti ödenmesini, Sağlık Bakanlığı'nda görev yapan sağlık çalışanları ile araştırmacı kadrolarında görev yapan sağlık çalışanlarının ek ödeme sorununun giderilmesini, Milli muharip uçağı, barajlar, hızlı tren ve hava meydanları gibi rüya projeleri hayata geçiren teknik personelin, şube müdürleri, şefler ve memurların alım gücünün artırılmasını istiyoruz”
Şahin: Kazanımlarımızı anlatarak gücümüzü büyütüyoruz
İl divan programında konuşan Memur-Sen Ankara İl Temsilcisi Zahit Şahin ise teşkilat olarak kazanımları anlatarak kamu görevlilerini Memur-Sen’e davet ettiklerini belirterek “Kamu görevlileri sözleşmeliliğe kadro düzenlemesinden, ek göstergeden, özlük haklarındaki iyileştirmelerden ve diğer pek çok kazanımdan dolayı Memur-Sen’in gayretini takdir ediyorlar. Bu takdirin bir yansımasını biz üye artış grafiğimizde görebiliyoruz. Son yıllardaki önemli kazanımlarımız başta olmak üzere yıllardır ilmek ilmek örerek inşa ettiğimiz kazanımlarımızı anlattığımızda Memur-Sen’e olan destek artacaktır. Biz inşallah 15 Mayıs’ta başta Ankara olmak üzere tüm Türkiye’de bir kez daha üye sayımızın yükseldiğini ve daha güçlü bir şekilde masaya oturacağımızı göreceğiz” diye konuştu.