HABERLER
Levent Uslu Yeniden Genel Başkan
Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikamızın (BEM-BİR-SEN) 6. Olağan Genel Kurulu, Büyük Anadolu Termal Otel'de gerçekleştirildi. Seçimde Genel Başkanımız Levent Uslu delege oylarının büyük çoğunluğunu alarak güven tazeledi.
Ankara’da bulunan Büyük Anadolu Termal Otel'de gerçekleştirilen BEM-BİR-SEN 6. Olağan Genel Kuruluna Memur-Sen Genel Başkanımız Ali Yalçın, AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Mehmet Özhaseki, AK Parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan, Büyük Birlik Partisi Genel Sekreteri Üzeyir Tunç, AK-EV Genel Başkanı Ali Yüksel Kavuştu, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Bayraktutar ve Mehmet Emin Esen, Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Büro Memur Sen Genel Başkanı Metin Yılancı, Birlik Haber Sen Genel Başkanı Ömer Budak, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan, Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu, Genç Memur-Sen Başkanı Eyüp Beyhan, Engelli Memur-Sen Başkanı Elvan Uğurlu, il ve şube başkanlarımız ve delegasyon katıldı.
Halit Ortaköy'ün Divan Bașkanlığına, Ali Rıza Altunay, Avukat Ahmet Günenç, Rașit Yılmaz ve Elimdar Aydemir'in Divan üyeliklerine seçildiği Genel Kurulumuzda İstiklal Marșı'nın okunmasının ardından kürsüye gelen Genel Bașkanımız Levent Uslu açıș konușmasını yaptı.
Sözlerine merhum Genel Sekreterimiz İbrahim Keresteci ile vefat eden başkanlarımız Osman Diktaş, Ali Dilekcan ve Adem Deveci’yi anarak başlayan Genel Başkanımız Levent Uslu, yerel yönetim sendikacılığının diğer hizmet kollarına nazaran daha zor olduğunu belirterek sebebini şu sözlerle açıkladı:
“81 il, 950’yi aşkın ilçede sendikal faaliyet yürütüyoruz. Belediye Başkanlıkları, bağlı ve ilgili kuruluşlar olarak bakıldığında bünyesinde en çok kurum ve kuruluş barındıran hizmet kolu yerel yönetim hizmetleridir. Bizim için bir başka zorluk da hizmet kolumuzdaki belediyelerin farklı siyasi partiler tarafından yönetiliyor olmasıdır.”
BEM-BİR-SEN’İN MİSYONU VE VİZYONU
BEM-BİR-SEN’in örgütlenmede büyümekle, toplu pazarlıkta uzmanlaşmak ve kazanmakla, sendikal mücadelede olgunlaşmak ve rakipsiz olmakla yetinemeyeceğini belirten Genel Başkanımız Levent Uslu, Sendikamızın misyon ve vizyonunu şu şekilde açıkladı:
“BEM-BİR-SEN emek örgütü olarak, sivil toplum örgütü olarak ve nihayet büyük Memur-Sen’e bağlı bir sendika olarak; misyonunu basit, vizyonunu küçük belirleyemez.
Bir tarafta, birkaç asır önce kurdukları “hep bana çarkı”nın çatırdamalarını duyan ve düzenlerinin yıkılmasından korkan dünya elitleri, çağ emperyalistleri, dönem kapitalistleri var. Bir tarafta ise, “önce insan” ve “mutlaka adalet” diyerek “beşten büyük dünya” itirazıyla dünyanın köhnemiş düzeninin yıkmaya adananlar var.
Biz, “Dünya, beşten büyüktür” iradesinin tarafıyız. Biz, “Emek, sermayeden değerlidir” anlayışındayız. Biz, “Emeğin hakkını ödemek, kar etmekten daha önemlidir” kararındayız. Biz, dünyada hiçbir yerinde sömürü olmasın, sömürgeci zihniyet yaşamasın diyoruz. Biz BEM-BİR-SEN olarak; vaktin her anına, çağın bütün demlerine, dünyanın bütün bölgelerine adalet hâkim olsun istiyoruz. Biz; insanlığın birikimi, insanın onuru ve hakları önemsensin istiyoruz. İnsanın emeği dokunulmaz, emeğinin değeri vazgeçilmez kabul edilsin, o değerin ekonomik karşılığı yok edilmesin diyoruz.
Bütün bu talepler, teklifler, itirazlar ve irade, BEM-BİR-SEN’in, emek noktasında ortaya koyduğu iradeye ve mücadeleye, “soylu mücadele” denmesinin de gerekçesidir. Bizim mücadelemiz insanı, irfanı, hakkı, hukuku, adaleti korur, gözetir, değerli görür ve önemli kabul eder. Bu yüzden, bu mücadeleyi başlatanlara “erdemliler”, başlatma iradesine de “erdemliler hareketi” denilmiş. Memur-Sen’in, BEM-BİR-SEN’in soylu mücadelesine ortak olmak; Hakk’a adanmaktır. BEM-BİR-SEN’in iradesine katkı sunmak, itiraz ve isyanlarına taraf olmak; Hakikate, adalete ve insanı değerli gören asabiyete tabi olmaktır. BEM-BİR-SEN’li olmak; sadece yetkili sendikaya üye olmak değildir, olmamalıdır. BEM-BİR-SEN’li olmak; doğrudan şaşmamak, yalana sapmamak, fitne ve fesada bulaşmamak, hayra amil bünye olmaktır.”
BEM-BİR-SEN’İN FARKI
Toplu sözleşmeden, sosyal denge sözleşmelerinden, Kurum İdari Kurulları ile diğer sosyal diyalog süreçlerinden elde ettiğimiz kazanımların çok önemli olduğunu söyleyen Genel Başkanımız Levent Uslu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Çünkü, her birini insana ve emeğe değer veren kazanımlar olarak görüyoruz. Sendikalarımızı, sendikacılığımızı ve sendikal duruşumuzu da bu yüzden çok değerli buluyoruz.
Bizim taleplerimiz, tekliflerimiz, eleştiri ve takdirlerimiz; ideolojik saplantıların, konjonktürel taraftarlıkların eseri değildir. Sendikamız, sendikacılarımız, yol ve dava arkadaşlarımız; nefislerinin, heveslerinin, muhteris muktedirlerin, kendi ülkesine ve milletine karşıtlığı muhalefet diye satmaya çalışan geçmiş mütekebbirlerin esiri de değildir. Bizim sendikacılığımızda; uyumlu olmak içe dönük, uzlaşmacı olmak ise dışa dönük sendikal tavırdır. Biz, fikirlerde, fiillerde, hedeflerde ve değerlerde ortak olmayı paydaşlık olarak görürüz.
Öyle sendikalar gördük ki, benzer dünya görüşüne sahip siyasi yapıların, örgütlerin, kolektif platformlarının paydaşı değil paryası olmayı başarı sayıyor. Bizim hizmet kolumuzda da bu türden sendikalar ve sendikacılar var. Kendilerini belli örgütlerin, belli siyasi partilerin, oluşumların sosyoloji maymuncuğu olarak tanımlayan, tanıtan sözüm ona emek örgütleri var.
BEM-BİR-SEN kurucu fikri referanslarıyla, BEM-BİR-SEN’in yola çıkışına yön veren değerlerle daha güçlü bağ kurmak durumundayız. Sendikamızın ve sendikacılık kulvarının çatışmacı, yanaşmacı ve kişisel menfaat anlayışa sahip sendikacılardan, sendikal tutumlardan temizlenmesi gerekiyor.”
“KİMLİKSİZ ŞEHİRLER, SAĞLIKSIZ YAPILAR”
AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Mehmet Özhaseki ise, Türkiye'deki şehircilik anlayışı olarak ortaya çıkan manzarada iki tespitin bulunduğunu, bunlardan birincisinin kimliksiz şehirler, ikincisinin ise sağlıksız yapılar olduğunu söyledi.
Mehmet Özhaseki, "Bir medeniyet adı koymak icap edilse, 'Ne diyebiliriz bu şehirlere?' denilse, herhalde olsa olsa 'arabesk medeniyet' denilebilir. Kocaman binalar, yanında öksüz kalmış bir tarihi yapı, onun yanında gecekondu, onun yanında üç katlı evler. Hepsi iç içe girmiş vaziyette." değerlendirmesinde bulundu.
Bunun Türkiye'ye yakışmadığını vurgulayan Özhaseki, bu durumu yeniden tersine çevirerek, işin başından başlayarak yeni bir anlayışı ortaya koymaları gerektiğini kaydetti.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Mehmet Özhaseki, 1994'te ortaya konulan belediyecilik anlayışından örnekler verdi, AK Parti dönemindeki belediyeciliği ve yapılanları anlattı.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde yapılan hizmetlerin birçoğu için devletin cebinden para çıkmadığını vurgulayan Özhaseki, "Ama ben biliyorum ki Kocaeli'de sol bir kafa, benim yaptırdığım barajın dörtte bir büyüklüğünde bir baraj yaptı, 3,5 milyar dolar devleti borçlandırdı. Yani Ankara Büyükşehir Belediyesinin yatırım bütçesinin 10 misli. Geçenlerde Kocaeli Belediye Başkanımızı aradım, ayda 15 milyon dolar hala borç ödemeye devam ediyor. Bu nasıl bir iştir?" diye konuştu.
“BEYTÜLMALDE 82 MİLYONUN HAKKI VAR”
Belediye bütçesinin mal, can ve namustan bile aziz olduğunu söyleyen Özhaseki, “Çünkü bu beytülmal. 82 milyonun hakkı var. Beytülmal içinde benim hakkım 82 milyon da bir. Vatandaş bana bunu doğru yönet diye teslim ediyor. Belediye başkanının tek kişi ya da grupla kavgası olur, o da beytülmale göz dikenlerle. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde ‘Beytülmalden eski bir hırka aşıran savaşta ölse şehit olmaz ve cennet kokusu duymaz.’ Bundan büyük ihtar olur mu? Bunu temel düstur hâline getireceğiz. Uymayanları uyaracağız. Baktık ki olmuyor ‘senin bizimle ilgin yok’ deyip kapıdan dışarı atacağız.” dedi.
“BORÇSUZ, SORUNSUZ, KASASI PARA DOLU BELEDİYE BIRAKTIM”
21 yıllık belediye başkanlığını da anlatan Özhaseki sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“21 yıl önce belediyecilik hayatımın ilk günlerinde alt yapı yok, kanalizasyon hiç yok, şehrin ortasından simsiyah bir ırmak akıyor, içine çocuklar düşüyor boğuluyordu. Üç beş tane park vardı, onlar da mafya işgali altında idi. Belediye ihalelerine mafya dışında kimse giremiyordu. Bismillah dedik işe başladık. Şükürler olsun 21 arkadaşlarımla, personelimizle, kardeşlerimle birlikte çalıştık ve şehrin bir gram alt yapı sorunu kalmadı. Sosyal tesisler, üst yapılar, şehri büyütecek devasa merkezler, dev projeler. Ve bunların çoğunda devletin cebinden para çıkmadı. Baraj, stadyum, terminal, spor kompleksi gibi işlerde devletin bir kuruş parasını harcamadan yaptırdım. Ama ben biliyorum ki Kocaeli'de sol bir kafa, benim yaptırdığım barajın dörtte biri büyüklüğünde bir baraj yaptı, 3,5 milyar dolar devleti borçlandırdı. Yani Ankara Büyükşehir Belediyesinin yatırım bütçesinin 10 misli. Geçenlerde Kocaeli Belediye Başkanımızı aradım, ayda 15 milyon dolar hala borç ödemeye devam ediyor. Bu nasıl bir iştir? Birisi geliyor 4 misli büyük bir baraj yaptırıyor, milletin cebinden tek kuruş çıkmıyor üstelik elektrik üretiyoruz; diğeri geliyor ufacık bir baraj yaptırıyor ve 3,5 milyar dolar. Mahkemelerde aklanabilirsin ama yarın bir gün Cenab-ı Allah’a nasıl hesap vereceksiniz bunu söyleyin asıl siz. Çok şükür borcu olmayan, hiçbir sorunu bulunmayan, kasası da bol bol para dolu bir belediye teslim ettim. 21 yıllık belediyecilik hayatımda Allah şahittir ki bir gram ne benim boğazımdan ne de yavurumun boğazından geçti.”
ALİ YALÇIN: MEMUR-SEN OLARAK YENİ BİR TARİHİN EŞİĞİNDEYİZ
Memur-Sen’imizin kurucusu, Kudüs Şairi Mehmet Akif İnan’ın “Bir adım atarsak kafes kırılır, Belki birden erir zincirlerimiz” dizeleriyle sözlerine başlayan Memur-Sen Genel Başkanımız Ali Yalçın, “1992 yılında ilk adımı atarak, ülkedeki demokratik zeminin üzerindeki vesayet sistemini kırmak, millet iradesinin nüksetmesine vesile olmak, emeğin, hakkın, alın terinin karşılığının temin edilmesi noktasında yeni bir ülke temin edilmesi noktasında gecesini gündüzüne katma gayretinin üzerinden geçen süre yarım asra yaklaşırken, çeyrek asrı bulan sendikal hareketlerimizden, Memur-Sen’imizin gözde ve güçlü sendikalarından BEM-BİR-SEN’imizin 6. Olağan Genel Kurulunun hayırlara vesile olsun” temennisinde bulundu.
Memur-Sen Genel Başkanımız Ali Yalçın şunları söyledi:
“Bugün burada BEM-BİR-SEN’imizin önümüzdeki 4 yılına ilişkin bir tercihi göstermek, irade beyanında bulunmak, yeni bir yolculuğu bugün burada mottolamak ve yarına ilişkin büyük yürüyüşü bugün burada tutanak altına almak noktasında bir irade beyanı için bir aradayız. Memur-Sen ailesi 1 milyonu aşan kitlesiyle, örgütlü gücüyle, Türkiye’nin en büyük konfederasyonu olmanın ötesinde Türkiye’deki bütün emek kesimini geride bıraktığımız yıl içerisinde Uluslararası Çalışma Örgütünde (ILO) 66 yıl sonra nöbet değişimini sağlayarak temsil etmiş, Türkiye’nin emek kesiminin sözcüsü, kamu görevlileri sendikacılığının toplu sözleşme masasında temsilcisi ve bütün emek kesiminin bu anlamda hissiyatını ifade eden kalesidir.
BEM-BİR-SEN ailesinin 6. Olağan Genel Kuruluna giden süreçte, sendikalarının birer birer olağan genel kurullarını icra ettiği bir tarihsel kesitte, bir zaman dilimi içerisindeyiz. Başlanılan noktadan gelinen noktaya, bu bulunduğumuz andan yarına ilişkin yolculuğa değişmeyecek olan tek şey sabit ayağımızı bastığımız ve asla oynatmak niyetinde de olmadığımız, hareketli ayağımızla da Mevlana’nın pergel metaforunda ifade ettiği gibi bütün toplumu, bütün insanlığı kuşatan geniş haneler, geniş halkalar çizerek toplumun tamamının kendini içerisinde hissedebildiği bir emek örgütünü oluşturma irademizi gelinen noktadan daha da öteye taşıyabilmektir. Onun için, yola çıkışımızda erdemli bir duruş vardır. Bugün geldiğimiz noktada erdemli bir yürüyüş var, başladığımız noktadan geldiğimiz noktaya asla bir değişiklik göstermedik. Temin ediyoruz ki bundan sonraki yolculukta da bu teşkilat asla bir değişiklik göstermeyecek, medeniyet değerlerine yaslanan, medeniyet değerlerinden beslenen erdemli bir sendikal hareket olarak sınırlarının dışına taşan bu sendikal yolculuğu dünyanın bütün emek kesimleriyle bir arada, dayanışma içerisinde daha da büyütecek, yeni bir Türkiye’nin mümkün olması noktasında gösterilen irade, adil bir dünyanın oluşması noktasında da hayrına çalışacak bir güç olarak varlığını devam ettirecektir. Memur-Sen ailesi hiçbir zaman milletin hilafına iş yapmadı. Hiçbir zaman kendisini bu milletten alacaklı görmedi. Kendisini hep bu millete borçlu gördü. Biz sendikal hareketimizde, başladığımız noktadan bugüne kadar millete kendisini borçlu gören bir kitleyiz. Millete borcunu ödeme gayretinde olan bir kitleyiz. Bunu yaparken millî gelirden adil bir şekilde dağıtımın yapılması, emeğin, alın terinin ve hakkın düzgün şekilde temsil edilmesi noktasında gayret gösteren bir kitleyiz.
Bu ülkenin zor zamanlarında, dar zamanlarında, cesaret gerektiren anlarında Memur-Sen ailesi hiçbir zaman yanlış yerde durmadı. Hep millet iradesinin yanında durdu. Bu ülkede millet iradesi saygın olsun, omzu kabarık olanlar, apoletliler, postallılar bu milletin iradesini çalmaya yeltendiklerinde ve hamle yaptıklarında başarısız olsunlar diye hep onların karşısında bulundu. Geldiğimiz noktada hamd ediyoruz, şükrediyoruz. Tarihimizde yüzümüzü yere eğecek hiçbir hikâyemiz hiçbir bakiyemiz yok. En son 15 Temmuz hain darbe girişiminde, işgal hareketinde Memur-Sen ailesi bu anlamda başlangıçtan bugüne kadar ki süreçte bu duruşunu yine bozmayarak, herkesten önce sokağa çıkarak ve bütün toplumu sokağa çağırarak, halkın gücünün tankın gücünden yüksek olduğunu gösterme iradesini bizzat yansıtan ve millî irade nöbetleriyle geceler boyu nöbetler tutan ve bugün hâlâ aynı kararlılıkla yolculuğunu sürdürerek, vesayetin bu ülkede tahkim edilmesine asla fırsat vermeyeceğiz. Bu ülkenin bir daha korku tünellerine çekilmesine asla fırsat vermeyeceğiz. Bu ülkede millet iradesinin örselenmesine asla fırsat vermeyeceğiz. Demokratik hak ve özgürlüklerin, temel hak ve hürriyetlerin asla yok sayılmasına bir daha fırsat vermeyeceğiz ve bir daha asla eski Türkiye’ye dönülmesine fırsat vermeyeceğiz.”
TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ
Ağustos ayında gerçekleştirilecek Toplu Sözleşme görüşmelerine de değinen Yalçın, “Memur-Sen ailesi başladığı noktadan geldiği noktaya yüzlerce kazanım almış bir kitle. Önümüzde toplu sözleşme var. Aileler ile beraber 20 milyonluk bir kitle için masada ter döken, toplumun dörtte birinin milli gelirden alacağı payı belirleme yetkisini sırtımızda taşıyan bir aileyiz. Önümüzde sorunlarımız var. Çözülmesi gereken sorunlarımız var. Bu sorunları çözmenin yolu bir araya gelerek daha güçlü ve daha dirayetli durmaktır.” ifadelerini kullandı.
4688 YENİ TÜRKİYE’YE UYGUN ŞEKİLDE REVİZE EDİLMELİ
Kamu Görevlileri Sendikacılığı Kanunu’nun değişmesi gerektiğini ifade eden Yalçın, “Kamu görevlileri sendikacılığının yasal mevzuatı hem lafzı hem ruhu değiştirilmelidir.” dedi.
Toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili sendika ve konfederasyonlar dışında yetkisiz olanların da yer almasını çözüm üretme noktasında engel teşkil ettiğini belirten Yalçın, yetkili ve yetkisiz olmanın bir farkı olması gerektiğini söyledi. Yedek yetkili sendika /konfederasyon tanımına da değinen Yalçın, bu tanımın kanundan çıkarılması gerektiğini ifade ederek toplu sözleşmenin kapsamının da genişletilmesi gerektiğini söyledi.
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI MESUT DOĞAN
Protokol konuşmaları bölümünde hitap eden Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan ise siyasette ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir dil ve politikanın kullanılmaması gerektiğini, toplumun birleştirici üslup ve siyasetle muhatap olması gerektiğini söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan sözlerine şu şekilde devam etti:
“Ülkemizin her zamankinden daha fazla birlik, kardeşlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Ama maalesef yerel seçimler arifesinde görüyoruz ki siyasetin temel dili kutuplaştırıcı dil olmuş. Bu dilden şiddetle uzak durmak gerekiyor. Bizler Millî Görüşçüler olarak birleştirici dili benimsiyor ve tavsiye ediyoruz.”
SEÇİMLER
6. Olağan Genel Kurulunda iki liste yarıştı. Mevcut Genel Başkanımız Levent Uslu’nun listesi Recayi Karslı, Medeni Sevinç, Ahmet Selim Kadıoğlu ve Nurettin Sever’den oluştu. Levent Uslu’ya ait liste delegenin büyük çoğunluğunun oyunu alarak göreve getirildi.