HABERLER
İtfaiyecilerimizin Fiili Hizmet Süresi Zammında Yaşadığı Adaletsizliğinin Bitirilmesini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Yazı ile İstedik
Bem-Bir-Sen’in imzaladığı 6. Dönem Toplu Sözleşme’de 15. madde: “İtfaiye ve yangın söndürme işlerinde çalışan kamu görevlilerine yönelik fiili hizmet süresi zammına ilişkin çalışma yapılacaktır.” maddesi gereği adaletsizliğin bitmesi konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bir yazı yazarak, hayatlarını ortaya koyarak büyük fedakârlıklarla çalışan İtfaiye Personelinin Fiili Hizmet Süresi Zammından yararlanması hususundaki adaletsizlik hususunda yetkili mercileri ihtar etti.
Bem-Bir-Sen’in, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazdığı yazı şu şekilde;
İtfaiyeciler; duman zehirlenmesi, yüksek ısıya bağlı yanıklar, nükleer, biyolojik ve kimyasal maddelere maruz kalma sonucu oluşan sağlık risklerinin yanı sıra göçük altında kalma, travma ve trafik kazaları gibi fiziksel ciddi riskler ve ölümcül yaralanmalar ile yüz yüzedir. Bunlara ek olarak itfaiyeciler, yoğun stres yüzünden psikolojik rahatsızlıklar yaşamaktadır. Stres, istasyonda hazır kıta ihbar gelmesini beklerken başlar, ihbar geldiği anda artar, olay yerine gidene kadar ve müdahale esnasında ise zirve yapar. Olayın büyüklüğü ya da küçük oluşu onlar için önemli değildir. Ancak, her göreve çıktıklarında neyle karşılaşacakları belli olmadığı için ister istemez stres baş göstermektedir. Bu sebeple itfaiyeciler arasında strese bağlı özellikle kalp damar hastalıkları ile yoğun duman kaynaklı kanser vakaları yaygın olarak görülmektedir. Ayrıca kamuoyunda pek de duyulmayan ön planda akciğerler ve lenfatik sistemi etkileyen ve tüm doku ve organları tutabilen sistemik bir hastalık olan sarkoidoz hastalığının da riski altındadır. İşyeri stresine ek olarak görev sırasında fiziksel, kimyasal, biyolojik ve psikolojik tehlikelerle de uğraşan itfaiyecilerin, yapılan araştırmalarda genel nüfusa göre daha kısa bir yaşam sürdüğü, özellikle kardiyovasküler hastalıklar yüzünden yüksek ölüm ve hastalık oranlarına sahip olduğu saptanmıştır. Aşırı zorlama ve stresin bir sonucu olarak kalp krizleri, itfaiyeciler için önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir. İtfaiyeciler, kanserojenlere sürekli maruz kalma nedeniyle genel nüfusa kıyasla yüzde 250 daha fazla kanser riskiyle karşı karşıyadır. IAFC tarafından yayınlanan araştırmaya göre, tüm itfaiyecilerin ortalama yüzde 63'ü yaşamlarının bir noktasında kansere yakalanmaktadır.
İnsanların can ve malları ile diğer canlıların hayatlarını kurtarmak için kendi hayatlarını riske atan, çok kere yaralanma, sakat kalma ve hatta ölümle sonuçlanan her türlü afet halinde görevlerini, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen çalışma saatlerine bağlı olmaksızın yürüten itfaiye personelinin özellikle son zamanlarda ülkemizde meydana gelen deprem, orman yangınları ve sel gibi durumlarda nasıl canlarını hiçe sayarak, büyük bir özveri ve inanılmaz bir gayretle çalıştıkları sadece ülkemizde değil tüm dünyada takdirle karşılanmaktadır. Görüldüğü üzere görevleri sadece yangın söndürmekle sınırlı olmayan, yangın kadar hayati pek çok görevi bulunan itfaiye personeli, kendilerine devlet tarafından haklı olarak kanunla verilen fiili hizmet süresi zammı hakkından mezkur genelge hükümleri nedeniyle uygulamadaki eksiklikler yüzünden yararlanamamaktadır. Sorunun çözümüne yönelik olarak hükümetle imzalanan 6. Dönem Toplu Sözleşmeye hüküm eklenmiştir.
Bakanlığınız ile Sendikamız arasında imzalanmak suretiyle 25.08.2021 tarih ve 31579 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme başlıklı Dördüncü Bölümünün 15 inci maddesi şöyledir:
“İtfaiye çalışanlarının fiili hizmet süresi zammı
MADDE 15- (1) “İtfaiye ve yangın söndürme işlerinde çalışan kamu görevlilerine yönelik fiili hizmet süresi zammına ilişkin çalışma yapılacaktır.”
İtfaiyecilerimizin bu insanüstü gayretlerinin tam karşılığını vermek mümkün olmasa da devletimizin verdiği imkanları geliştirmek adına yerel yönetim hizmet kolunda genel yetkili sendika olarak sendikamız Bem-Bir-Sen de itfaiye personelimizin mali, özlük ve sosyal haklarının gelişimi için sürekli çalışmaktadır. Bu çalışmalarımızın neticelerinden biri olarak itfaiye personelinin de polis, asker, hostes, balet, balerin, set ışıkçısı, kameraman gibi meslek gruplarının da faydalandığı, kamuoyunda yıpranma payı şeklinde anılan Fiili Hizmet Süresi Zammından yararlanabilmesine yönelik 5510 sayılı Kanun’da gerekli değişikliğin 2008 yılında yapılmasını sağladık. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yukarıda zikrettiğimiz 05.06.2009 tarih ve 509 sayılı genelgesi ile bu hakkın gerçekten ve fiilen uygulanabilmesi engellenmiş, itfaiye personeline Yüce Meclisimiz tarafından verilen Fiili Hizmet Süresi Zammı hakkı neredeyse yok edilmiştir.
Mezkur genelge, 5510 sayılı Kanuna açıkça aykırı olduğu gibi, Anayasamızın 2 ve 13 üncü maddelerindeki ölçülülük ilkesine, 5 inci maddesindeki kişi hak ve hürriyetleri ile sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerine, 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine, 60 ıncı maddesindeki sosyal güvenlik hakkından yararlanma ilkelerine de aykırıdır. Keza 102 numaralı ILO sözleşmesinin sosyal güvenlik ve asgari normların standartları ilkesine, 111 numaralı ILO sözleşmesinin iş ve meslek çeşitleri bakımından kişiye ayrımcılık yapılmaması ilkesine, 118 numaralı ILO sözleşmesindeki sosyal güvenlik haklarındaki eşit uygulama ve ayrımcılık yapılmaması ilkelerine de aykırıdır.
Mezkur genelge nedeniyle örneğin devlet sanatçılarına, balerinlere, polislere, askerlere herhangi bir fiili çalışma yapmadan otursalar bile dörtte bir oranında (her yıl için 90 gün) fiili hizmet süresi zammı verilirken, itfaiye çalışanlarına sadece yangın söndürdükleri dakikalar için fiili hizmet süresi zammı verilmesi, üstelik bunun da azami altıda bir oranında (her yıl için 60 gün) belirlenmesi her bakımdan şüphesiz ki haksız ve insafsızdır.
Ayrıca itfaiye personelinin fiili hizmet süresi zammından yararlanabilmesi için fiilen yangını söndürmesi ve yangının risklerine maruz olması koşulu getirilmiştir. Böylece tüm dünyadaki bilimsel ve mesleki kabullere aykırı biçimde yangın soğutma süresi göz ardı edilmiştir. Yine mevcut uygulama, insanların ve diğer canlıların hayatlarını kurtarmak gibi en ulvi insanlık görevlerinin ne yazık ki kurumunuzca fiili hizmet süresi zammı verilmeye değer görevler olarak görülmediği izlenimini uyandırmaktadır.
Böylece Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, itfaiye personeline vardiya süresince sadece yangın söndürme dakikaları için fiili hizmet süresi zammı verilmekte, yangın söndürme işleri haricindeki en az yangın söndürme işi kadar önemli olan diğer görevler değerlendirmeye alınmamaktadır. Bu durumun ne kadar haksız olduğu şu basit hesapla da ortaya konulabilir: Ortalama olarak ayda 30 saat yangın söndürme işinde çalışan bir itfaiyeci 600 yıl yaşadığı takdirde Sosyal Güvenlik Kurumunun kanun hükmü gereği uygulaması gerektiği halde uygulamadığı 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesindeki fiili hizmet süresi zammından yararlanabilecektir.
Netice itibariyle yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelerle bahsi geçen Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşmenin 15 inci maddesinin de gereğince acilen gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılarak itfaiye personelinin ayrımcılığa uğramadan fiili hizmet süresi zammından yararlanan diğer çalışanlarla eşit şartlarda yararlanabilmesine yönelik çalışmaların başlatılması konusunda gereğinin yapılmasını saygıyla arz ederiz.