HABERLER
Genel Başkanımız Uslu’nun Katil israil Tarafından Zorla Alıkonulmasının Üzerinden 5 Yıl Geçti. Zalimlere ve Katillere Karşı Özgür ve Bağımsız Filistin’in Yanındayız
Genel Başkanımız Levent Uslu ve Sadakataşı Derneği Başkanı Kemal Özdal, Star Gazetesi'nden Halime Kökçe, Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, TRT Haber'den Özden Ayvaz ile Hüsayin Günay, Kemal Özdal, Durdane Özdal, Fatih Bolcan ve Sümeyra Bolcan’ın “Mazlumlar İçin İnfak Vakti” sloganıyla başlatılan kampanya için Kudüs’e gitmek üzere çıktıkları yolda katil israil tarafından hukuksuz bir şekilde alıkonulmasının üzerinden tam 5 yıl geçti.
25 Haziran 2015’te İstanbul’dan yola çıkan ve Özgür Filistin Devletinde mazlumlarla buluşup, dertlerine ortak olmak için yola çıkan Genel Başkanımız Levent Uslu ve beraberindeki ekipte yer alan gazeteci ve aktivistler katil israil’in havalimanında saatlerce süren hukuksuz gözaltı ve sorgulamanın akabinde mazlumlara cansuyu olmak için çıktıkları yolda engellenerek zorla Türkiye’ye gönderildi.
Hukuksuz bir şekilde saatlerce psikolojik işkenceye maruz kalan heyetin Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin çabaları neticesinde 10 yıl süreyle ‘deport’ uygulanmasının akabinde 26 Haziran gecesinde Türkiye’ye dönmelerinin ardından İstanbul Atatürk Havalimanında basın açıklaması gerçekleştirilmişti.
Gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanımız Ali Yalçın, “Arkadaşlarımızın sınır dışı edilmesi aynı zamanda israil’in sinirlerinin delik deşik edilmesi anlamına geliyor. israil’in arkadaşlarımız üzerinden yaşadığı korku Arap dünyasına ve Ortadoğu’ya yeni bir cesaret aşılamalıdır. Kardeşlerimizin bir araya gelişi israil’in bu anlamda yenilişi anlamına gelmektedir. Arkadaşlarımızı gözaltına alarak aslında arkadaşlarımızın bizim göz bebeğimiz olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmış oldular. Türkiye ve bütün İslam ülkelerine düşen bir sorumluluk var, bu saatten sonra Türkiye kendi topraklarına israil’den gelmiş olan STK Temsilcilerini, gazetecileri, işadamlarını aynı muameleye tabi tutmalıdır ve deport etmelidir. İsrail ne kadar zulüm ve zorbalık yaparsa yapsın. Mescild-i Aksa özgürleşene, oradaki insanlar insanca yaşayabilecekleri ortamı elde edene kadar Türkiye’deki duyarlı insanlar olarak, Memur-Sen ailesi olarak sonuna kadar bu konudaki mücadelemize devam edeceğiz. Mavi Marmara ruhunu sonuna kadar yaşatacağız.” ifadelerini kullanmıştı.
Siyonist İsrail tarafından verilen sözde deport belgesinin ancak bir iftihar vesilesi olabileceğini belirten Genel Başkanımız Levent Uslu şu ifadeleri kullanmıştı; “Hamdolsun. Hamd etmemin sebebi şudur. Bizim topraklarımızda işgalci olan katil, terörist israil’in bizi kabul etmemesi, onaylamaması bizim için bir şereftir, bir gururdur. Eğer bizi bu soruşturmalardan sonra onaylasaydı, ben kendimden şüphe duyardım. Bize yönelik uygulanan hukuksuzluğu, israil zorbalığını ortaya koyan bu belge bizim diplomamız olacaktır.”
Kin ve kanla ördüğü kirli ideolojileri ile namlularını bebeklere çeviren zalim ve terörist israil’in zorla alıkoydu havalimanında gerçekleştirilen sorgu esnasında birçok Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşının kişisel bilgileri üzerinden hukuksuz bir şekilde saatlerce sorgulama yaptığına dikkat çeken Uslu, “Bu hukuksuz sorguda baba ismimizden, mail adresimize, ev telefonumuza kadar birçok bilgiyi bizlere sordular. Ancak tuhaf bir bilgi daha soruyorlar. Dedemizin ismine varıncaya kadar bizlerin bilgilerini soruyorlar. Yani bizlerin dedemize varana kadar bütün bilgilerin onlarda ne işi var? Bu bilgiler onlara nasıl gitmiş? Bunun araştırılması ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Kardeşlerimizin bilgilerinin bu katil şebekesinin eline nasıl geçtiğinin öğrenilmesi lazım. Bu bilgilerin nasıl gittiğinin cevabını sizlere bırakıyorum. Vatandaşlarımızın en mahrem bilgilerine varıncaya kadar her türlü alçaklığı gerçekleştiren, Milletimizin en mahrem bilgilerini katil şebekesinin ellerine veren şer odaklarından hesap sorulması lazım. Siyonist şer odağına karşı mazlumlara ve Filistin'in yetimlerine sahip çıkmaya ve terörist israil'in kalbine korku salmaya devam edeceğiz. Bizi sınır dışı ederek kurtulduğunu sanan bebek katilleri bilsin ki bizim imanımızı ve şehadet aşkımızı durduracak sınır yoktur.” şeklinde konuşmuştu.
15 Temmuz 2016’da FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminden 1 sene öncesinde katil israil ve içerideki hainlerin yaptığı işbirliği sonucunda gerçekleştirilen hukuksuz alıkoymalar sonucunda mazlumlara giden yardımların önü kesilerek, korkak şer odaklarının zorba tutumları gün yüzüne çıktı.
Siyonist şer odağı tarafından engellenen kampanya kapsamında Filistinli kardeşlerimize, 1000 koli gıda yardımı, ihtiyaç sahibi bin kişi ile iftar ve 100 Filistinli çocuğa bayramlık giyim yardımı gerçekleştirilmesi hedefleniyordu.