HABERLER
31 Mart Sonrasında Emekçi Kıyımına Karşı Adana’dan Haykırdık “Bitsin İşkence, Gelsin Güvence”
Bem-Bir-Sen olarak 31 Mart Yerel Seçimleri ardından partisi değişen belediyelerde gerçekleştirilen emekçi kıyımına dur demek için Adana’da basın açıklaması gerçekleştirdik. COVID-19 tedbirleri kapsamında sosyal mesafe, maske, dezenfektan önlemleri gibi kurallara tam olarak uygun bir şekilde gerçekleştirilen basın açıklamasına işlerine son verilen sözleşmeli personel katılım sağladı.
31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nin ardından partisi değişen belediyelerde 1400’e yakın Sözleşmeli Memur ve 20 bine yakın işçinin işlerine gerekçesiz yere son verildi. Sendikal baskı, sürgün ve işten çıkarmalar sendikamız tarafından sert bir şekilde protesto edildi. 468 Sözleşmeli Memurun iş akidinin fesh edildiği CHP’li Zeydan Karalar yönetimindeki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde gerçekleşen emekçi kıyımına dur denen basın açıklamasını Memur-Sen Genel Başkan Yardımcımız ve Bem-Bir-Sen Genel Başkanımız Levent Uslu gerçekleştirdi.
COVID-19 önlemleri kapsamında Adana Valiliği tarafından 50 kişi ile sınırlandırılan basın açıklamasına ekmekleri ile oynanan sözleşmeli personelin yanı sıra Genel Başkanımız Levent Uslu, Genel Başkan Yardımcımız Recayi Karslı, Memur-Sen Adana İl Temsilcimiz Mehmet Sezer, Bem-Bir-Sen Adana İl Başkanımız Yadigar Günel, Diyarbakır İl Başkanımız Mehmet Zeki Yağmur, Memur-Sen’e bağlı sendikaların Adana İl Teşkilatları ve Adana İl Başkan Yardımcılarımız katılım sağladı.
Adana istasyon meydanının da emekçi kıyımına karşı gerçekleştirilen basın açıklamasında belediyelerdeki sendikal baskı ve işçi kıyımına karşı 12 farklı eylem gerçekleştirdiğimizi ifade eden Genel Başkanımız Levent Uslu, “Antalya Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Tunceli Belediyesi, Bozüyük Belediyesi, Esenyurt Belediyesi Bolu Belediyesi, İzmit Belediyesi, Batman Belediyesi, Giresun Belediyesi, Ankara Adliyesi’ne Emekçiye karşı haksızlık yapan ve sendikal baskı yapan belediyeleri suç duyurusu, İçişleri Bakanlığına yine bu belediyelerle ilgili inceleme ve soruşturma başlatması eylemlerinden sonra yapılan haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı dur demek için, partisi değişen belediyelerdeki partizanca tutuma karşı çıkmak için bugün de Adana’dayız” ifadelerini kullandı.
“İstasyon Meydanında emeğimize, ekmeğimize, işimize sahip çıkmak peşindeyiz” diyen Genel Başkanımız Uslu şöyle devam etti: “Eylemdeyiz... Direnişteyiz… Hakkımızı aramak için buradayız. Haksızlığı haykırmak için İstasyon Meydanındayız. Zorbaları ve zorbalıklarını ifade etmekte kararlıyız. Zalimleri ve zulümlerini ifşa edeceğiz, susmayacağız. Biz bugün burada binlerle eylem yapacaktık. Binlerce sesin, binlerce nefesin güç birliğiyle İstasyon Meydanını dolduracaktık. İnsanlığın ve dünyanın maruz kaldığı Korona Virüs ve Covid-19 salgını nedeniyle, genel sağlığın korunması gerekçesiyle az sayıda arkadaşımızla birlikte eylemdeyiz. Eylemin fiili katılımcısı, tedbirler nedeniyle az. Fakat bu eylemin fikri iştirakçisi, gönül destekçisi onbinlerdir-yüzbinlerdir.”
Pandemi sürecinde dahi emekçi kıyımlarını sürdüren belediyelere karşı Memur-Sen ve Bem-Bir-Sen olarak mücadeleye devam ettiklerini belirten Uslu, “Bir çok yerde hukuki mücadeleyle olumlu sonuçlar da aldık. Batman Belediyesinden atılan 67 Sözleşmeli Personelin işine dönmesini sağladık. Kim hangi sendikadanmış, kim nereye bağlıymış demeden, emeğin ve emekçinin hakkını her zeminde, her şartta aramaya, savunmaya devam ettik. Bilinmesini isterim ki Adana Büyükşehir Belediyesinde işten atılan Sözleşmeli Personellerin bir tanesi bile Bem-Bir-Sen üyesi değildir… Biz buraya Hak Hukuk Adalet ve birilerine sendikacılık dersi vermeye geldik… Çünkü biz; biz diğerlerine göre değil değerlerine göre tavır alan, sendikacılığa da millet sevdasına da üst bir çıta, yeni bir soluk getiren Erdemliler Hareketiyiz. Ne var ki bazı kafalardaki emek düşmanlığına denk gelen virüsü temizlememiz mümkün olmuyor! 31 Martan bugüne, tam 1400 civarı sözleşmeli personelin sözleşmesi feshedilerek işlerine son verildi!” ifadelerini kullandı.
“Belediye başkanı olduğum bir yerde hiçbir kardeşimizi işten atmayacağız. Emeği ile çalışan kardeşlerim Biz hayatımızın hiçbir anında hiç kimseyi işten atmadık.” ifadelerinin seçim öncesi CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tarafından kullanıldığına dikkat çeken Uslu, “ Şimdi soruyorum, bunu seçimlerden önce sen böyle dememiş miydin Zeydan Karalar? Soruyorum işten attıklarınız kim? Yunan mı? Moskof mu? Tabi ki hayır! Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, kıymetli evlatları, uyanın bu gaflet uykusundan biran önce aklınızı başınıza alın! 31 Mart, sözleşmeli personel açısından baskı ve zulmün miladı, 31 Aralık ise korku ve kaygı tavanı konumundadır. Partizanlık virüsü bulaşan, emek düşmanlığı bakterisi taşıyan zihinlerin gerçekleştirdiği tahribat sanılandan büyük, tahmin edilenden derin, telafi edilebilir olmaktan uzaktır. CHP Yönetimi; belediyeleriniz, insanların sadece işine değil hayatlarına da son veriyor haberiniz var mı? Sözleşmesi feshedilen Alev Aslangiray adlı hanım kardeşimiz canından oldu! Maalesef bu virüs koronadan beter. İşten atılanların yanında, hem yönetim baskısı, hem de sendikal baskı ve şantajlar her geçen gün şiddetini artırarak devam ediyor. Bu virüsün adı partizanlık virüsü” diye konuştu.
Uslu, 31 Mart öncesi kimsenin işine son vermeyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu’na seslenerek şu şekilde konuştu: “10 binlerce Emekçi işinden kovdunuz! ekmeğinden ettiniz! Şimdi buradan soruyorum sayın Kılıçdaroğlu: Halkçılık ilke değil de maske mi sizde? Maskeniz düştü partizanlık göründü. Yoksa siz de istatistiki bir ayrıntı olarak mı görüyorsunuz bu işten çıkarmaları? baskıları? şantajları? sürgünleri? Son bir hatırlatma yapmak istiyorum size ve belediye başkanlarınıza: zulm ile âbâd olanın âhiri berbâd olur. Ey merhametsiz partizanlar! Kulaklarınızı kabartırsanız, bugün Adana’da, hem onbinlerin mağduriyetini hem de o mağduriyeti bitirecek olan milyonların adalet ve hakkaniyet odaklı dirayetini duyarsınız. Bizim inancımızda, ahlak anlayışımızda, medeniyet kulvarımızda; çalışmak, çalışanın hakkını korumak, vermek ve emeğe hürmet ise ibadettir. Bugün kendisini İstasyon Meydanındaki ahlaki direnişe, akli itiraza, adil çağrıya katkı öznesi gören yüzbinlerce emekçi ve milyonlarca emekçi dostu var. Belediyelerin, başkanlarının, ideolojik ırkçıların, partizanlık virüsü taşıyanların, emeği, ekmeği ve emekçiyi hedef alanların haksız, zorba, hukuksuz ve şuursuz iş ve işlemlerine sessiz kalmayacak, seyirci olmayacağız” dedi.
Belediyelerde sözleşmeli personel krizinde acil hamle yapılması gerektiğinin altını çizen Uslu, “Artık normalleşme gerçekleştirilmeli. Yoksa olaylar trajediye dönüştü ve artarak devam edecek.. Biz güvence istiyoruz, güvenceli istihdamın bir an önce gerçekleştirilmesini istiyoruz. Yoksa her seçim dönemi ve sonrası yaşanan bu trajediler, artık çekilir gibi değil” diye konuştu.
Uslu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Belediyelerdeki sözleşmeli personelin, 5393 sayılı Kanuna tabi personelin sıkıntılarını bitirmenin, sadece kararlara değil kurallara dayanması gerekiyor. Belediye Başkanlarının kararına değil yasanın ve idari düzenlemenin kurallarına her seçim sonrası yaşanan işkence süreçlerinin bitmesi güvencelerin getirilmesi gerekiyor. Buradan Hükümete sesleniyorum.. 31 Mart 2019 milat kabul edilmeli ve o tarihten bugüne görevlerine son verilen bütün personel yeniden işe döndürülmeli ve ekmekle ilişkilendirilmeli. Belediyelerin keyfi baskıları, zorba dayatmalarına tevessülüne zemin oluşturan hükümlerin yürürlüğü sona ermelidir. Bunun yolu da yöntemi de bellidir. Olabilecek en kısa sürede ve en kapsamlı şekilde sözleşmeli personel kadroya geçirilmeli, sözleşmeli personel uygulamasından da özelikle yerel yönetimlerde mutlaka vazgeçilmeli… Kadroya geçiş ve kapsamlı güvence kuralları gerçekleşip yürürlüğe girinceye kadar, belediyelerde sözleşme feshi Bakanlığın iznine ve incelemesine tabi olmalıdır. Sözleşmeli personelin yeniden işe dönmesi öncelikle ilgili yerel yönetimlerin ve o yerel yönetimin mensubu olduğu partilerin, belediyelerdeki kamu görevlilerinin ve sözleşmeli personelin sorunlarının giderilmesi, sözleşmeli garebetine son verilmesi ise yasama erkinin ve hükümetin sorumluluk alanındadır. Saygın iş, insan onuruna yakışır ücret, işe güvence bütün siyasi örgütlerin ve öznelerin ortak sorumluluğudur. Bu çerçevede, yerel yönetimlerde sözleşmeli personel konusunun kanayan yaraya dönüştüğü kabul edilmeli, kangren oluşmadan yara tedavi edilmelidir.. Sözleşmeli personelin yaşadığı işkencenin sona ermesinin yolu belli, sözleşmelilik bitirilmeli, sözleşmeli personelin korkulu bekleyişi sona erdirilmelidir. Acil adım ve adil hamle bekliyoruz. Emeği korumak hepimizin hedefi, emekçiye değer vermek ise insan olmanın doğal sonucudur. Bizim tekliflerimizin, beklentilerimizin arkasında bu fikri bakış yer alıyor. Bu fikri zemin üzerinden sözleşmeli personele mahsus olarak “Bitsin işkence, gelsin güvence” diyoruz.”
Memur-Sen olarak adil bir istihdam politikası ve liyakatlı bir sistem istediklerinin altını çizen Uslu, partizanlığa geçit vermeyen, sözleşmeli personelin işine son vermeyen bir güvence istediklerinin altını çizdi.
Biz Bem-Bir-Sen olarak 31 Marttan bugüne işine son verilen, ekmeğinden edilen, sürgüne gönderilen, sendikal baskılarla muhatap edilen yerel yönetim çalışanlarının, mağduriyetlerinin sona ermesini istediklerinin altını çizen Uslu, “İdeolojik yakınlık içindeki belediye başkanları üzerinden sendikal baskı ve zorbalık üretenlerin sendikal alanı kirletmekten vazgeçmesini istiyoruz. Biz, alınterimize, emeğimize, ekmeğimize her açıdan değer verilmesini, sözleşmelerimizi fesh edilecek metinler olarak hukuka, insani bakışa, insan onuruna saygı yaklaşımına aykırı hükümleri düzeltilecek ve daha sonra da kadroyla geçişle sona erecek içerikler olarak değerlendirilmesini bekliyoruz. Çalışanın ekmeğinin, sendikamızın emeğinin çalınmasına, sözleşmeli personele fikri işkence yapılmasına izin vermeyeceğiz. İşten çıkarma, tehdit, şantaj, mobbing, sürgün karşısında, emek ve adalet yolunda emeğin onurlu dayanışmasına devam edeceğiz, zalim ve zorba yöneticilere meydanları dar etmeyi sürdüreceğiz. Kendimize güvenmekten, işimize, emeğimize, ekmeğimize güvence istemekten hiç vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Düzenlenen basın açıklamasında konuşan Memur-Sen Adana İl Temsilcimiz Mehmet Sezer ise, “31 Mart’ta sonra işlerinden edilen, ekmekleri ile oynanan kardeşlerimizle Adana’mıza zulme karşı buluştuk. Bugün pandemi sürecinin etkileri sebebiyle kısıtlı bir şekilde bu açıklamamızı gerçekleştiriyoruz. Biran önce belediyelerde bu zulüm bitmeli sözleşmeli personele kadro verilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Basın açıklamasında iş akdi fesh edilen sözleşmeli personeli temsilen de bir konuşma gerçekleştirildi. Konuşmada şu ifadelere yer verildi; “İsmim Abdullah. 5393 sayılı kanunun 49. Maddesine göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açmış olduğu norm kadrolarda istihdam edilen, devletimin yetiştirdiği, Lisans Mezunu, önemli sayıda projelere imza atmış bir vatan evladıyım. Ve burada bulunan tüm arkadaşlarımız da görevini en iyi şekilde ifa etmeye çalışan memurlardı. Şimdi ise belediye başkanlarının keyfi uygulaması nedeniyle işinden edilmiş birer mağdurlarız.”
Düzenlenen basın açıklaması konuşmaların ardından alanda oluşturulan temsili Adana Büyükşehir Belediyesi binası önüne siyah çelenk bırakılarak ve ekmeklerinden edilen kardeşlerimizin ocaklarındaki yangını söndürmek adına sembolik olarak su dökülerek son buldu.