HABERLER
Levent Uslu: Arz-I Mevud Hayaliniz Yok Oluş Nedeniniz Olacak
Yurt genelinde ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına yönelik protestolar sürerken İstanbul'daki Fatih Camii ile Beyazıt Camii'ne yüz binlerce vatandaş akın etti. ABD Başkanı Donlad Trump’ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına tepki gösteren sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar, Fatih Camii ile Beyazıt Camii’nde kılınan Cuma namazdan sonra yürüyerek Fatih Saraçhane Parkı’na geçti. Kudüs sevdalıları, "Katil İsrail, iş birlikçi ABD", "Kudüs bizimdir, bizim kalacak", "Kudüs'e selam, direnişe devam" şeklinde sloganlar atıp tekbir getirdi. Türk ve Filistin bayrakları taşıyan grup, "Kudüs Müslümanların onurudur", "Kudüs Müslümanların şerefidir", "Kudüs Müslümanların istiklal ve istikbalidir" yazılı dövizler taşıdı. GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ USLU’DAN ÇAĞRI Sayıları yüz binleri bulan Kudüs sevdalısı Müslümanlara, “İslam’ın hizmetkârı aziz milletimiz! Miraç peygamberi Aleyhisselatü vesselamın ahir zaman ümmeti! İmanları uğruna zulme, katliama, soykırıma maruz kalan korkusuz yiğitler!” hitabıyla seslenen Genel Başkan Yardımcımız Levent Uslu, barış dini İslam’ın gür sedasını hür iradelerden uzak tutmak isteyenlerin yeni bir entrikasıyla karşı karşıya olduğumuzu belirterek şunları söyledi: “Emperyalizmin baronları, Siyonizm’in Şaronlarına başkent arıyor. İlk kıblemize, Müslümanların izzeti haremine, Kudüs’ümüze göz dikmiş sömürgeci katiller sabrımızı sınıyor, ateşle oynuyorlar. Yüzyıldır parça parça ettikleri Müslüman coğrafyaların kanını emen vampirler, bu kez kalbimizi sökmeye yelteniyorlar. Anladık ki bu vahşet medeniyetinin temsilcileri hiç durmayacak. Biz barış dedikçe onlar savaş açacak. Biz mazlum dedikçe onlar zalimleşecek. Biz merhamet ettikçe onlar ihanet edecek. Afrika’da, Asya’da, Ortadoğu’da yetim bırakmadık ocak bırakmayan katiller sürüsü, yeryüzünde tek bir Müslüman kalmayıncaya dek şeytanlıklarını sürdürecek, vahşetini pekiştirecek. Hira’nın çocukları elini uzattıkça Olympos’un çocuklarının ısırıklarına maruz kalmaya devam edecek. Kardeşlerim! Biz merhamet peygamberinin ümmetiyiz. Hiçbir kin, hiçbir zulüm bizi insanlık adına Rabbimizin hidayetini dilemekten alıkoyamaz. Hiçbir kötülük ve ihanet bu ümmeti merhametinden yoksun bırakamayacak. Çevirdikleri hiçbir entrikayla Müslümanları kendilerine benzetemeyecekler. Biliyoruz ki bu karar, Trump efendinin kararı değildir. Ve yine biliyoruz ki bu cesareti kendilerinden değil, ümmetin içindeki devşirmelerinden, özüne yabancılaştırılmış, inancından uzaklaştırılmış, celladına hayran muhterislerden alıyorlar. Biz inanırız ki; Rabbimiz şerleri hayra tebdil edendir. Trump’ın efendileri Kudüs’ü gasp etmeyi hayal ederken, Rabbimiz ümmetin vahdetini, dirilişini murat etmiş olabilir. Siyonist aklın Arz-ı Mevud sabırsızlığı, ümmetin uyanışına, dirlik ve birliğine vesile olabilir. Elbette duamız ve temennimiz de budur.” Müslümanlığın etnik ve mezhebi aidiyetlerin üzerinde bir kimlik olduğunu hatırlatan Genel Başkan Yardımcımız Uslu, “Bugün Rabbimizin ‘Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın!’ hitabını bir kez daha anlama, kavrama ve uygulama mecburiyetindeyiz. Etnik ve mezhebi aidiyetlerimizi en üst kimliğimiz olan Müslümanlığın üstünde tuttuğumuz sürece küresel hegemonyanın kuklası ve kölesi olmaya devam edeceğiz. Dimağlarımıza saldıkları korku duvarlarını yıkmadıkça, birbirimize sarılıp dayanmadıkça ümmetin gözyaşı dinmeyecektir. İmanımız var olduğu sürece imkânımız da olacaktır. Sömürü ve vahşet medeniyetinin zulmü insanlığın kaldıramayacağı boyutlara çoktan ulaşmıştır. Ümmet artık buğz etme zayıflığından çıkmalı, diliyle başlattığı imar ameliyesini, eliyle inşa safhasına geçirmelidir. Ümmetin fertleri, şeytani aklın planlarını doğru okumalı, kendisine kurulan tuzakları fark etmesini artık bilmelidir. Müslümanlar yeniden feraset sahibi olmalı, Kur’an’ın ve sünnetin ışığında yeniden insanlığın kurtuluşuna vesile olmalıdır.” dedi. Levent Uslu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Uzun soluklu ve ağır sabır gerektiren bir sürece hazır olalım. Ümmetin birliği küfür ve zulmün korkusunu artıracaktır. Hiçbir dünyevi çıkar ve menfaat, ahiret yurdunu kaybetmemizin bedeli olamaz. Siyonizm’in entrikası artık Müslümanların tefrikası olmamalıdır. Bir olan Allah’a iman eden herkes, Müslümanlık temelinde bir olmalı, kardeş olmalı ve dik durmalıdır. Kudüs, sadece orada yaşayan Müslümanların değil, 1 milyarı aşan İslam âleminin de onur ve namusudur. Akılla, ilimle, irfanla, hikmetle, siyaset ve cesaretle kutsal emanete sahip çıkmalı, Müslümanların onurunu bir avuç maddeperest baronun hayallerine kurban etmemeliyiz. ABD’deki Siyonist lobinin provokasyonları ve azgınlıkları, eninde sonunda kendi sonlarını hazırlayacaktır. Trump ve şürekâsını Türkiye’den, ümmetin derdiyle her gün dertlenen Anadolu’dan bir kez daha uyaralım; gittiğiniz yol, yol değildir. Siyonist muhterislerin Kudüs’ü başkent yapma hayalleri, Arz-ı Mevud hayalleri, yok oluş gerçekleri olacak. Üstünüze çektiğiniz bu kadar kin ve nefret, gün gelir sizi bir kaşık suda boğabilir. Ortaçağ derebeylerinin zulmünden kaçarak Müslüman Osmanlıya sığınan Yahudilerin samimi olan torunlarına da seslenmek isteriz; zor zamanda duldasına saklandığınız yerleri yakarsanız, bir daha sığınacak yer bulamayabilirsiniz. Dünya barışına, bütün ülkelerin istikrar ve huzuruna doğrudan etki edecek ABD’nin bu kararına uluslararası toplum derhal tepki vermeli, dünyayı bir ateş çemberine çevirebilecek bu girişim derhal durdurulmalıdır. ABD’nin bu akıl ve hukuk dışı kararına karşı en başta İslam ülkeleri karşılık vermeli, Siyonist yönlendirmeyle alınan bu kararın ABD’ye ne bedel ödeteceği çok iyi izah edilmelidir. Ümmetin onuru ve haysiyeti söz konusuyken, siyasi ve ticari dengeleri gözeten her yaklaşım, bütün ümmetin vicdanında peşinen mahkûm olacaktır. ABD’nin hukuk dışı kararına karşı İslam İşbirliği Teşkilatı’nın alacağı karar, Kudüs’ün kaderini belirleyeceği gibi bütün ümmetin kaderini de belirleyecektir. Müslüman ülke liderleri bütün ihtilaflarını bir kenara bırakarak, İslam’a ve Müslümanlara yönelen bu yakın tehlikeye karşı cesur bir tavır sergilemeli, onurlu bir duruş ortaya koymalıdır. Müslümanların beklentisi ve arzusu budur. Kudüs İslam’ındır ve İslam’ın kalacaktır. Rabbim Kudüs’ü korusun, Müslümanların onurunu çiğnetmesin. Amin!” Fatih Camii'ndeki Cuma namazı sonrası düzenlenen Kudüs Cuma'sı Mitingine İstanbul'daki teşkilatlarımızın başkan ve yöneticileri ile üyelerimiz de katıldı.