HABERLER
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Bu Yıl Virüs Salgını Nedeniyle Uluslararası Online Olarak Kutlandı
Memur-Sen Konfederasyonu tarafından her yıl, Anadolu’nun çeşitli meydanlarında ve illerinde coşku ile kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, bu yıl virüs salgını nedeniyle uluslararası online olarak kutlandı. Emeğin ve adil bölüşümün güçlü çağrısının bu yıl da dile getirildiği uluslararası konferansla 7 kıtadan emek hareketleri bir araya geldi.
Memur-Sen Genel Başkanımız Ali Yalçın ve Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve Sudan İşçi Sendikaları Federasyonu Genel Başkanı Yousif Ali Abdelkarim’in açış konuşmalarından sonra Uluslararası Online olarak gerçekleştirilen “Pandemi Sürecinde Emek Dünyası, Pandemi Sonrasında Çalışma Hayatı” konferansı Genel Başkanımız Levent Uslu, Memur-Sen’e bağlı sendikaların Genel Başkanları, 7 kıtadan birçok emek örgütü temsilcisinin katılımıyla yapıldı.
“Pandemi Sürecinde Emek Dünyası, Pandemi Sonrasında Çalışma Hayatı” temasıyla gerçekleştirilen programda, “Pandemi Sürecini Emekle Aşmak: Ön Cephede Çalışanlar” , “Krizleri Emeği Merkeze Koyarak Nasıl Aşarız?” , “Propagandalar ve Gerçekler: Pandemi Sonrası Sendikaları Neler Bekliyor?” , “Pandemi Sonrası Sosyal Diyaloğun Yeniden ve Daha Güçlü İnşası” , “Daha Adil Bir Dünyaya Giden Yolda Sendikalara Düşen Görevler” başlıklarıyla sunumlar gerçekleştirildi.
“1 Mayıs emek ve dayanışma günü, tarihinde ilk defa kitlelerin katılımı olmadan kutlanıyor.” diyerek sözlerine başlayan Memur-Sen Genel Başkanımız Yalçın, pandemi nedeniyle dünya ölçeğinde yaşanan mesafe zorunluluğu, bu sene alanları, meydanları boş kalmasına sebep olduğunu ifade etti.
Yalçın, “Yılmak olmazdı. Yeni bir yol, yeni bir imkân her zaman vardır dedik. Ve işte, siz emeğin liderleriyle bu devrin imkânlarını da kullanarak bir araya geldik. Aslında böylesine olağanüstü zamanlarda, hem içinden geçtiğimiz süreçle ilgili hem de sürecin sonrasına dair tetikte kalmak gerekiyor. Biz küresel ölçekte yaşanan bir nevi büyük kapatılmaya rağmen, kendi gündemimizi diri tutmak ve emeğin sözünü her şartta dile getirmek, hatta oluşan korku anaforunu dağıtmak, insanlara umut olmak için güçlü bir ses vermek, söz söylemek gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada pandemi sürecinin ilk günlerinden itibaren bizler de kapasitemizi test ediyoruz ve mücadeleyi diri tutmak adına gayret gösteriyoruz. Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın örgütleriyle toplantılar için telekonferans sistemini devreye soktuk. Ön cephede mücadele veren sağlıkçılarımız için Sağlık-Sen’imiz saha çalışmasını, alandan bilgileri toplamak için teşkilat liderleriyle telekonferans sistemiyle sık sık toplantı gerçekleştirdi. Öte yandan, yine konfederasyonumuza bağlı Eğitim-Bir-Sen, telekonferans sistemi ile uluslararası toplantılar düzenleyerek, gündemi diri tuttu. Ha keza diğer örgütlerimiz de kendi bünyelerinde güçlü bir kriz yönetimi gösterdi. Çünkü süreci ıskalayamazdık, mücadeleyi diri tutmak durumundaydık. Zira önümüzdeki sürece ilişkin söz söylemek, politika geliştirmek işte bu şuur uyanıklığıyla mümkündür” diye konuştu.
Yalçın, “Tanımlarımızı kendimiz yapmak durumundayız. Stratejilerimizi şimdiden şekillenmek zorundayız” diyerek sözlerini şu şekilde noktaladı: “Yoksa sistemin nesneleri konumuna itiliriz. Bakınız, değişimden, dönüşümden bahsediliyor. Tanımı kim yapıyor? Hangi felsefi düzlenme bu iki kavram tartışılıyor? Kimileri popülizme kurban etmek istiyor bu kavramları. Kimileri de yine finans merkezli dünya kurgusunun perdesi. Oysa mevzuat üreterek, daha doğrusu mevzuatları çoğaltarak işin içinden çıkamayız. Bugün niceliksel tedbirlerin çözüm olmayacağını hepimiz biliyoruz artık. Bu noktada güçlü bir inisiyatif alarak, değişim ve dönüşümün yönünü belirleyecek stratejiler üzerine konuşmalıyız. İşte bu 1 Mayıs gündemi bu olmalı dedik. İnisiyatif günü olsun istedik, emeğin küresel dayanışmasını güçlendirerek, yeni döneme ilişkin emek kesimi başta olmak üzere bütün insanlığa güçlü bir umut mesajı vermeliyiz diye düşündük. Bu vesileyle, bu seneki 1 Mayıs emek ve dayanışma günü insanlığa umut olsun. Yaşasın emek! Yaşasın dayanışma.”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk yaptığı açılış konuşmasında, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nüzü tebrik ediyorum. Sizler ülkemizin büyümesi ve kalkınması yolunda en büyük pay sahibisiniz. Biz buna yürekten inanıyoruz ve insan için sadece emeğinin karşılığının olduğu düşüncesindeyiz. AK Parti hükümetleri olarak emekçinin hakkını da daima geliştirici bir tutum sergiledik. Yürüttüğümüz her çalışmada çalışanlarımızın yanında olduk, sendikacılığın da yanında olduk. Hükümetlerimiz döneminde yine sendikacılık oranlarının her yıl arttığına şahitlik ettik bunun da böyle devam edeceğini umuyoruz. Sosyal paydaşlarımızla daima diyalog halinde olduk ve sorunların çözümü noktasında adımlar attık.” ifadelerini kullandı.
Selçuk şöyle devam etti: “Gönül isterdi ki 1 Mayıs’ı alanlardan kutlayalım, ancak salgın nedeniyle konferans üzerinden bir aradayız. Bu vesileyle konferansla olsa da bu birlikteliğin çok ehemmiyetli olduğunu düşünüyorum. Bu güzel programla birçok ülkeden emek hareketi temsilcilerinin bir araya gelmesine vesile olan Memur-Sen’e ve temsilcilerine yürekten teşekkür ediyorum.”
Koronavirüs salgınına karşı tedbirleri ilk günden sıkı bir şekilde aldıklarını ifade eden Selçuk, “Bununla birlikte gerekli çalışmaları yaparak salgına karşı etkin bir mücadele verdik. Bu mücadelenin süreceğini belirtmek isterim, salgın sürecini en hafif şekilde atlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu süreçte kamu görevlisi personellerimizin ne kadar önemli işlevler üstlendiklerini bir kez daha gördük. Hem hizmetin ulaştırılması noktasında hem de gerekli işlerin yürütülmesi noktasında önemli roller üstlendi kamu görevlileri. Bu vesileyle onlara da bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Sudan İşçi Sendikaları Federasyonu Genel Başkanı Yousif Ali Abdelkarim ise yaptığı konuşmada, Sudan’daki sendikal hayata ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Pandemi Sürecinde Emek Dünyası, Pandemi Sonrasında Çalışma Hayatı” konulu oturuma moderatörlük yapan ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, yaptığı konuşmada, “Bu zor zamanlarda sosyal diyaloğun önemini yeterince vurgulamalıyız. Hükümetleri, salgına uygun cevaplar için sosyal ortaklarla işbirliği içinde çalışmaya çağırıyoruz. Deneyimler bize kriz zamanlarında işçi ve işveren örgütleriyle sosyal diyaloğun daha iyi sonuçlar ve çözümler getirdiğini göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“Pandemi Sürecini Emekle Aşmak: Ön Cephede Çalışanlar” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Ürdün Göçmen İşçiler Direktörü (ATUC) Mr. Mohammad Al Maita, pandemi sürecinde ön cephe çalışanlarının ciddi bir stresle karşı karşıya olduklarını ifade etti.
Programda Brezilya UGT Yönetim Kurulu Üyesi ve Gençlik Komisyonu Başkanı Luiz Gustavo Padua, “Krizleri, Emeği Merkeze Koyarak Nasıl Aşarız?” başlığıyla bir sunum gerçekleştirdi.
Oturumun son sunumunu ise Malezya Asya Sendikaları Konseyi Genel Başkanı Abdul Halim Mansor gerçekleştirdi. “Daha Adil Bir Dünyaya Giden Yolda Sendikalara Düşen Görevler” başlığıyla gerçekleştirdiği sunumunda Mansor, “Hükümetler ve işverenler bir pandemi veya ekonomik krizin etkilerini hafifletmeye ve gelecekte işçiler için daha esnek bir sistem oluşturmak için çalışmalıdır.” diye konuştu.
Online olarak gerçekleştirilen toplantının ardından 9 konfederasyon ortak uluslararası 1 Mayıs bildirisi yayımladı.
Bildiriyi aşağıdaki emek örgütlerinin temsilcileri okudu.
1) Semih Durmuş, Genel Sekreter, Memur-Sen, Türkiye – Türkçe
2) Mirbolat Zhakypov, Genel Başkan Yardımcısı, FTURK, Kazakistan – Kazakça
3) Caroline Mugalla, Genel Sekreter, EATUC, Tanzanya – İngilizce
4) Sattar Danbous Barrak AL-BAWI, Genel Sekreter Yardımcısı, ICATU, Irak – Arapça
5) Philippe Djoula, Genel Sekreter, COSYGA, Gabon – Fransızca
6) Gezim Kalaja, Genel Başkan, BSPSH, Arnavutluk – Arnavutça
7) Maria Del Carmen MOLINA VDA DE BONILLA, Genel Sekreter, CCSTS, El Salvador – İspanyolca
8) Luigi Ulgiati, Genel Başkan Yardımcısı, UGL, İtalya – İtalyanca
9) Maria Joaquina VEIGA DE ALMEIDA, Genel Sekreter, UNTC-CS, Cape Verde – Portekizce
9 DİLDE OKUNAN ORTAK ULUSLARARASI 1 MAYIS BİLDİRİSİ:
“Covid-19 Tehdidi Son Bulacak; İnsan Hayatta, İnsanlık Ayakta Kalacak!
Dünya, 1 Mayıs’ın dayanışma ruhuna en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemi yaşıyor.
İnsanlık; onur, emek, özgürlük ve umut için mücadele veriyor.
Öte yandan, yedi kıtada yaklaşık 8 milyar insan Covid-19 pandemisini en az hasarla bir an önce atlatmanın mücadelesini veriyor.
Her yıl meydanlarda coşkuyla kutladığımız 1 Mayıs’ı, bu yıl evlerimizde ama evrensel düzeyde bir dayanışmayla kutluyoruz.
Emeğin, aklın ve alın terinin eseri olan bilim ve teknolojideki ilerleme, farklı ülkelerden ortak hedefleri, hayalleri, itiraz ve teklifleri sanal meydanlarda haykırmamızı mümkün kılıyor.
Biz yerkürenin emek hareketleri olarak; adaleti, insan onurunu, özgürlükleri temel alan yeni bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.
Bizler, sadece üyelerimizin ve ülkelerimizin değil insanlığın sorunlarının çözümü için mücadele etmeyi insani ve ahlaki bir görev olarak kabul ediyoruz.
Bizler; insanı ve onun ilk ve daimi eylemi emeği esas alıyoruz.
Emeğe hakkını veren yeni bir dünyayı kurmak için çalışıyoruz.
İhtiyaçların sınırlı, kaynaklarınsa çeşitli ve sınırsız olduğu gerçeğinden hareket ediyoruz.
İnsanı homoekonomicusa indirgeyen dayatılmış ekonomik teoriyi reddediyoruz.
Emeğin karşılığını maliyet değil adalet ekseninde değerlendiriyoruz.
Şiddetin her türüne; dayandığı örgüt, devlet veya ideolojiye bakmaksızın terörün her şekline karşı çıkıyoruz.
Huzurun ve barışın insanın hakkı, insanlığın ahlakı olduğu inancına yaslanıyoruz.
İnsanı, fıtratını, sağlığını, sağlığı koruma hukukunu önemsiyor ve önceliyoruz.
Sosyal güvenliği, iş sağlığı güvenliğini, iş güvencesini, adil ücreti, dinlenme ve kendini geliştirme güvencelerini çalışma hayatının vazgeçilmezleri olarak görüyoruz.
Sermaye üzerinden kurulan köleci düzene, sermaye düşmanlığı yapmadan, bütün güç ve birikimimizle karşı çıkıyoruz.
Sömürünün, işgallerin, diplomasi meselesi değil insanlık sorunu olduğunu haykırıyoruz.
Bu ilkeleri savunan emek örgütleri olarak 1 Mayıs’ta, umut ve hayat anlamı taşıyan evlerimizden umutla, inançla, güvenle ve dayanışmayla sesleniyoruz:
İnsan hayatta, insanlık ayakta kalacak ve koronavirüs tehdidi mutlaka son bulacak.
Covit-19 sürecinde tedbir önermek yerine korku üretenlere,
Yardımlaşma ve dayanışma yerine rekabeti ve kamplaşmayı esas alanları tarihe not düşüyor, insanlığa şikayet ediyoruz.
Bizler diyoruz ki; insan kapitalizmi, ahlak neo-liberalizmi, emek sermayenin köleci düzenini, dayanışmamız emperyalizmi yenecektir.
Pandemi sürecinde, görülmüştür ki; kamu hizmeti özelleştirilemez.
Hekimlerimizin, hemşirelerimizin ve diğer sağlık çalışanlarının bütün dünyada ortaya koyduğu fedakârca mücadele insanın olmadığı gelecek kurgularının imkânsızlığını göstermiştir.
Ve makinaların bilmediği fedakârlık, diğerkâmlık gibi insani erdemler sayesinde korkular yenilmiş, umut büyümüştür.
Pandemiye karşı tedbir olarak uygulanan evden çalışma, uzaktan çalışma, esnek çalışma, dönüşümlü kamu hizmeti sunumu gibi uygulamalar geçici nitelikte olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.
Bütün devletler, ideolojiler ve sistemler şunu görmüştür ki; sağlıklı bir hayatın mümkün olması ancak emeğin merkeze alındığı, gelir ve istihdamda adaletin sağlandığı insani bir düzenin tesisiyle mümkündür.
Buradan, dünyanın beşten, emeğin sermayeden, özgürlüğün terörden, ahlakın şiddetten, müzakere ve dayanışmanın nükleer ve kimyasal silahlardan büyük olduğuna inanan emekçiler, kadınlar, gençler, öğrenciler, istihdam edilmeyi bekleyen işsizler dâhil insanlık ailesinin onurlu, özgür, fertleri ve emeğin örgütlü gücü sendikalar ve konfederasyonlar olarak diyoruz ki;
Evde kalacağız, hayatta kalacağız. Emek vereceğiz, hep birlikte zorbaların düzenini de pandeminin ürettiği tehdidi de bitireceğiz. Yaşasın insanlığa umut olanlar! Yaşasın insanlık için, onur için, adalet için ter dökenler! Yaşasın 1 Mayıs ruhumuz, Yaşasın emek dayanışmamız! Yaşasın emperyalistlere, kapitalistlere karşı direnişimiz.”