HABERLER

Kamu Görevlileri Sendikacılığı Tarihinde Milat Olabilecek Bir Karar
1994’ten günümüze, Kamu Görevlileri Sendikacılığının en büyük kazanımı olan, patenti Sendikamız Bem-Bir-Sen’e ait Sosyal Denge Sözleşmesi Mücadelemizi ve verdiğimiz Emeği Anayasa Mahkemesi yok saymamıştır.
Kurumsal başvurumuza istinaden, Anayasa Mahkemesi konunun yeniden yargılanması üzere Danıştay’a gönderilmesine karar vermiştir.
Emeğin ve alın terinin korunması, adil, makul ve kararlı bir sendikal mücadele ile mümkündür. Tarihsel süreçte kamu görevlileri, sendikal örgütlenme hakkını geç elde etmiş olsa da kısa süre içinde bu hakkı geliştirmiş, olgunlaştırmış ve toplu sözleşme yapma yetkisine kavuşmuştur.
Ancak gelinen noktada, kamu görevlileri sendikacılığı hâlâ yapısal sorunlar, yasal engeller ve eşitlik ilkesine aykırı uygulamalarla karşı karşıyadır. Öte yandan, işçi sendikacılığında sendika emeği korunurken, kamu görevlileri sendikacılığında yetkili sendikaların emeği ve hakları çoğu zaman görmezden gelinmekte, dayanışma aidatı gibi temel mekanizmalar bile tartışmaya açılmaktadır.
Bu adaletsizliğe karşı yıllardır kararlı bir şekilde mücadele eden Sendikamız BEM-BİR-SEN, kamu görevlileri sendikacılığında bir milat olacak önemli bir adım atmış ve Anayasa Mahkemesi nezdinde çok değerli bir kararın önünü açmıştır.
Yerel Yönetimler Hizmet Kolunda Genel Yetkili sendika olarak; “Sosyal Denge Sözleşmesi” uygulamasına ilişkin yaptığımız bireysel başvuru neticesinde, Anayasa Mahkemesi kamu görevlileri sendikacılığı açısından önemli bir içtihat oluşturmuştur.
Anayasa Mahkemesi, üyelik bilincini ve sendikal örgütlenmeyi teşvik eden uygulamaların meşru olduğunu, sendika üyeleri ile üye olmayanlar arasında farklı muamelenin haklı, nesnel ve sendikal özgürlükleri güçlendiren bir temele dayanabileceğini açıkça ifade etmiştir.
Bu kararla birlikte;
• Yetkili sendikaların emeği tanınmış,
• Dayanışma aidatının adil bir zemine oturtulması yönünde ciddi bir kapı aralanmış,
• Sendikal çalışmalarda üyesi için mücadele edenle / etmeyeni, emek verenle / vermeyenin ayrımının yapılmasını hak olarak değerlendirmiştir,
• Sendikalaşmayı teşvik eden yapılar yargı güvencesi altına alınmıştır.
Ayrıca geçmişte, Anayasa Mahkemesi’nin toplu iş sözleşmelerine ilişkin dayanışma aidatı kararı da hatırlandığında, bugün gelinen nokta, kamu görevlileri sendikacılığında “sendika emeği”nin tanındığı ve korunduğu yeni bir anlayışın oluşmakta olduğunu göstermektedir.
Buna karşılık, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun;
• Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) normlarına,
• Evrensel sendikal hak ve özgürlüklere,
• Emeğe saygılı, adaleti önceleyen bir çerçeveye kavuşması artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Yetkili sendikaların emeğinin korunmadığı, üyelikle sendikasızlık arasında hiçbir farkın kalmadığı bir yapıyla, güçlü ve etkili sendikacılık yapılamaz.
Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi’nin son kararı;
• Dayanışma aidatının haklı ve meşru bir zemin olduğunu,
• Sosyal adaleti desteklediğini,
• Sendikal örgütlenmeyi teşvik ettiğini tescillemiştir.
BEM-BİR-SEN olarak, bu önemli hakkın takipçisi olacağız. Hukukun, emeğin ve alın terinin yanında olmaya, mücadelemizi vermeye devam edeceğiz.
Çünkü biz;
Mücadele etmekten,
Kazanım üretmekten,
Üyenin emeğini korumaktan,
Yetkinin hakkını teslim etmekten vazgeçmeyeceğiz.
RESMİ GAZETE
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2025/06/20250612-6.pdf