HABERLER
1 MAYIS KÜTAHYA’DA COŞKUYLA KUTLANDI...
Türkiye'nin en büyük emek hareketi olan Memur-Sen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü “Birlikte Örgütlendik, Örgütlenerek Güçlendik” temasıyla ilk toplu sözleşmenin yapıldığı yer olan Kütahya’da kutladı. On binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs kutlamaları Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı, talepler Kütahya Zafer Meydan’ından haykırıldı, emek, kardeşlik, dayanışma ve birlik mesajları verildi. Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, Genel Başkan Yardımcıları Levent Uslu ile Gürkan Alper’in yer aldığı kutlamalara Bem-Bir-Sen Teşkilatlarının da yoğun ilgisi vardı. Kütahya başta olmak üzere, Eskişehir, Bilecik, Afyon, Balıkesir, Bursa, Manisa, Uşak, Antalya, Aydın, Bolu, Denizli, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Kayseri, Yalova, Uşak ve birçok ilden Şube-İl Başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve üyelerimiz aileleri ile iştirak etti. Kütahya Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde buluşan Bem-Bir-Sen teşkilatları edilen duaların ardından, sloganlarla kortej halinde miting alanına gitti. Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Günay Kaya ve Kütahya İl Temsilcisi Fatih Köse’nin selamlama konuşması ile başlayan program, Grup Yürüyüş konseriyle ve halk oyunları ekiplerinin gösterileriyle devam etti. Zafer Meydanında “Memuruz haklıyız kazanacağız”, “İşte meydan işte 1 Mayıs”, “Zalime karşı omuz omuza” sloganları yükselirken, emeğin temsilcileri tarafından açılan üzerinde “Hak”, “Adalet”, “Emek”, “Kardeşlik”, “Huzur”, “Alınteri”, “Özgürlük”, “Dayanışma”, “Eşitlik”, “Birlik”, “Saygın İş” ve “Merhamet” yazılı mavi-beyaz atkılarla görsel şov yapıldı. 1 Mayıs kutlamalarında, BSPSH ve Yurt Dışı Sendika temsilcileri de coşkulu alanı selamladı. Küresel mesajların verildiği kutlamalarda, Yeni, Büyük, Güçlü Türkiye iradesi haykırıldı, küresel emperyalizm ve batının faşizan politikaları kınandı. Programa 25 ülkeden gelen ve Memur-Sen’in misafiri olan "Sendika Dış İlişkiler Uzmanı" adayları da katıldı. 1 Mayıs bildirisinin okunmasının ardından kürsüye Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın çıktı. Zafer meydanında on binlere seslenen Yalçın, 4. Dönem Toplu Sözleşme için kurulacak masaya getirecekleri teklifleri deklare etti, konfederasyonun kırmızıçizgilerini açıkladı, terör örgütleri, vesayet bekçileri ve küresel şer odaklarına meydan okudu. Coşkulu kalabalığa hitap eden Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "1 Mayıs’ta; Birlik mayasının yüreklere çalındığı, kardeşlik harcının inançla karıldığı, beylikten devlete geçiş kararının alındığı diyardayız. Tarihte, ilk toplu sözleşmenin yapıldığı yer olan Kütahya, kamu görevlilerinin ilk toplu sözleşmesini imzalayan Memur-Sen’i, Memur-Sen’lilerin bağrına basıyor" dedi. Toplu Sözleşme Masasında Tekliflerimiz Kazanıma Dönüşmeli Konuşmasında Ağustos ayında yapılacak olan 4.Dönem Toplu Sözleşmesi'ne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yalçın, "Toplu sözleşmede tekliflerimiz kazanıma dönüşmeli" diyerek, talepleri şu şekilde sıraladı: Kadrolu istihdam mutlak isteğimiz! İş güvencesi kırmızıçizgimiz! 4/B’lilerin, 4/C’lilerin kadroya geçirilmesi en büyük hedefimiz. Amalı, fakatlı cümlelere tahammülümüz yok artık. Kamuda görev yapan taşeron işçilerin, memur işi yapıp, işçi kadrosunda bulunanların, beklentilerinin zamana yayılmasını, üzerinde çalışılmasını değil, atılan imzaya sadık kalınmasını, kadroya geçiş vaadinin toplu sözleşmeyle imza altına alınmasını isteyeceğiz. Ekonomik gelişmişlikten, refah artışından pay isteyeceğiz. Özel sektöre KDV indirimi ile bazı yüklerden muaf tutulurken, kamu görevlilerinin vergi matrahı ile maaf edilmesine hayır diyeceğiz. Türkiye’nin makro ve mikro ekonomik göstergelerinde sürekli bir iyileşme, yükselme ve artış var. Fakat kamu görevlilerinin ek göstergelerinde hala bir artış yok. Genç nüfusumuz bizi, hem bölgede hem de AB nezdinde avantajlı kılıyor. Anayasamız da, aile toplumun temelidir diyor. Eş ve çocuk yardımı hatırı sayılır rakamları bir türlü göremiyor. Yetkili sendika üyeleri ile diğer sendika üyeleri hatta sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında hiçbir fark yok. Yetkili sendika olmanın ya da yetkili sendika üyesi olmanın farklılık oluşturmadığı sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık sistemini değiştirmeyi teklif edeceğiz. Toplu sözleşme ikramiyesinin yetkili sendika üyelerine artırımlı ödenmesini, yetkili sendikaya dayanışma aidatı verilmesini isteyeceğiz. Yapanın da, çatanın da, yatanın da aynı değerlendirildiği bir adaletsizlik kabul edilemez. Dayanışma aidatı gelmeli, örgütlü olanla örgütsüz olan, yetkili olanla yetkisiz olan ayrılmalı, üretim sektöründe nasıl ki patent hakkı ödeniyorsa, dayanışma aidatı da ödenmeli ve bedavadan geçinme dönemi bitmeli, adalet yerini bulmalı. Maaş zammına gelince… Enflasyona karşı koruyan değil, enflasyonun üstünde konuşlanan; Gerçekleşen enflasyon ile tahmini enflasyon verileri arasındaki makası kapatacak, erime riski oluşturmayan oran teklifleriyle masada olacağız. Taban aylıkta artış, emekliliğe etki eden tazminat yansıtma oranlarında yukarı yönlü bakış isteyeceğiz. 16 Nisan’da Türkiye’yi Evet ile vesayetten kurtardık ama Kamu görevlileri hala 1982 Model, Kenan Evren patentli Kılık-Kıyafet Yönetmeliği’nin vesayeti altında. Toplu sözleşme masasında; Kılık-kıyafet serbest olmalı! Kamu görevlileri nefes almalı diyeceğiz." İş Güvencesi Kırmızıçizgimizdir İş güvencesinin kırmızıçizgileri olduğunun altını çizen Yalçın, "Kütahya Zafer Meydanı’ndan bir kez daha deklare ediyoruz; iş güvencesi Memur-Sen’in kırmızıçizgisidir. Emek ve Dayanışma Günü’nde bir kez daha haykırıyoruz: Çalışma mevzuatı üzerinde restorasyona evet, iş güvencesini deformasyona hayır. İş güvencesine; dokunulmasına da, iş güvencesinin yıpratılmasına da, bunun üzerinden kamu görevlilerinin hedef gösterilmesine de seyirci kalmayız. Tepkimizi verir, alanlara sığmayız! İş güvencesine yönelik her olumsuz adımı, emeğimize, helal ekmeğimize saldırı, taciz sayarız. Performans sistemi diyerek, başarı değerlendirme diyerek, surda gedik açma, iş güvencesi kalesinin altına tünel kazma çabaları varsa; O gediği açtırmayız, o tüneli kazdırmayız. Kaliteli kamu hizmetine, verimliliğe, etkinliğe dair her tür çabanın öncüsü ve paydaşı oluruz. Fakat bu kavramları ve sistemleri Truva atına dönüştürüp iş güvencesinin işgaline ve iptaline izin vermeyiz" ifadelerini kullandı. Mülakata Hayır – Güvenlik Soruşturmasına Evet Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Siyaset ve Bürokrasi, iş güvencesini yok etmenin değil, ihanete tevessül etmeyecek insanları istihdam etmenin peşinde olmalı. Bu yüzden, kamuya istihdamda güvenlik soruşturmasına tereddütsüz Evet, fakat adil soruşturma yapılması kaydıyla… Bununla birlikte kamu hizmetine ilk defa alınmada mülakata kesinlikle ve kararlı bir şekilde Hayır diyoruz. Çünkü mülakatta, adil davranılıp davranılmadığının denetlenemeyeceğini biliyoruz. Kamu İşvereni, tekliflerimizi reddetmek için geçmişte mali disiplin ve bütçe imkânları başlıklarıyla gerekçe üretiyordu. 16 Nisan’daki ‘Evet’lerle bu gerekçeler, gerçekle ilişkisi olmayan bu cümleler hükmünü yitirdi. Kamu İşvereni, Toplu Sözleşme masasına, mali disiplin söylemine sığınarak değil, kamu maliyesine güvenerek oturmalı. Biz şimdi bahane kalmadı 'Evet' diyeceğiz. Onlarda 'Evet' demeli. Gelin kamu personel sisteminde de sessiz fakat ses getirecek bir devrim yapalım. Kamu görevlilerini mağdur eden kadro ve derece sınırlamalarını artık kaldıralım. İşçilikte geçen süreleri hizmetten sayalım. Ulaşım ve yemek giderini dahi karşılamayan “fazla mesai ücreti”ni yükseltelim. Kıdem aylığında süre sınırlamasını kaldıralım, gösterge rakamını artıralım. Yemek yardımının doymaya, giyecek yardımının uygun elbiseyi almaya, yardımların tüm kamu görevlileri için olmaya ihtiyacı var. Emekli maaşı ve ikramiyesi emekleme dönemini geride bırakmalı. Yürüme bile değil, koşma evresine geçmeli. Emekli olunca aile ve çocuklar buharlaşmıyor ama maaşlar buharlaşıyor. Bu tezadı ortadan kaldıralım." Memura Siyaset Hakkı ve Grev İstiyoruz Yalçın, konuşmasında, memura siyaset hakkı ve grev istediklerini vurguladı. Yalçın, "Gelin memura siyaset hakkını verelim. Referandumda gençlere meclisin yolunu açtık. Meclis kapısının memura da açalım. Kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağını da, memura grev yasağını da kaldıralım. İşçi isen siyaset hakkın var. Memursan siyaset hakkın yok. Böyle bir şey olabilir mi? Allah aşkına. Memur-Sen olarak, 'Memur-Sen’e Davet, Tercih Evet' derken, Evet irademizi salonlardan alanlara, sandıklara aktarırken aynı zamanda paketin eksikliğine vurgu yaptık ve bu paket ülkeye istikrar getirir ama siyasette kalite “Memura Siyaset Hakkı” verilerek olur dedik. Türkiye’nin gelecek hikâyesini destanlaştıracak bu değişime onay veren milletimize bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz" diye konuştu. 15 Temmuz’da Alana İnen ve Şehitler Veren Bir Teşkilatız 15 Temmuz direnişinde 4 şehit veren Memur-Sen üyelerini de anan Yalçın, “15 Temmuz’da FETÖ’nün mankurtlarına, Pensilvanya’nın haydutlarına had bildiren, 27 gün, 27 gece milli irade nöbeti tutan kardeşlerim, Bu 1 Mayıs, 15 Temmuz’dan sonraki ilk 1 Mayıs. Kahramanmaraş’taki 1 Mayıs’ta aramızda olan 4 üyemizi 15 Temmuz’da şehit verdik. Biz biliyor ve inanıyoruz ki, şehitler ölmez, şehitler için öldü denilmez. O halde soruyorum sizlere; Enerji-Bir-Sen Üyemiz ve Şehidimiz Cuma Dağ burada mı? Diyanet-Sen Üyemiz ve Şehidimiz Ali Alıtkan burada mı? Eğitim-Bir-Sen Üyemiz ve Şehidimiz Yusuf Elitaş burada mı? Eğitim-Bir-Sen Üyemiz ve Şehidimiz İlhan Varank Hocamız burada mı? Evet, onlar aramızdalar. Evet, onlar soylu mücadelemizde daima yanımızdalar. Onlar bu şahitlikleriyle soylu mücadelemizin yıldızları olarak yaşayacaklar. Bize yol göstermeye, ışık vermeye, rehberlik etmeye devam edecekler" dedi. "Memur- Sen olarak sınırlarımızın dışına sendikal yolculuğu önemsiyor ve bunun için büyük bir gayret gösteriyoruz" diyen Yalçın, "ILO’da Türkiye’yi Temsil Yetkisi 65 yıl sonra Memur-Sen’ e geçti. Ülkemizdeki en büyük konfederasyon ILO’da çalışanları temsil ediyor. 15 Mayıs 2016 verilerine göre Memur-Sen en yakın konfederasyona 67 bin fark atmıştır. Fark atmakla kalmamış ILO’da Temsil Yetkisine de hak kazanmıştır. Türk-İş Başkanı Sn. Atalay’ın “Madencilerin hakkını ILO’da Memur- Sen mi savunacak? İşçilerin fazla mesai çalışmalarını, madendeki çalışma koşullarını, özel sektördeki sorunlarını Memur- Sen mi anlatacak? Sorunları bilmeden nasıl çözüm önerisinde bulunacak? “ Anlaşılıyor ki Türk-İş ILO’da kamu görevlileriyle ilgili, bizim emeğimizle ilgili hiç cümle kurmamış. Bizim de öyle yapacağımız sanıyor… Anlaşılan o ki Türk-İş başkanı madenlerde, madenlerin galerilerinde memurların da görev yaptığını dahi bilmiyor. Çalışma hayatının emeğin her kesimini kapsadığını, ILO delegeliğini koruma refleksiyle sümen altı ediyor. ILO’yu işçilerin Uluslararası kuruluşu olarak göstermeye çalışıyor. Sorunları yaşayanlardan öğrenmek çözümleri paydaşlarla geliştirmek ortak akıl, etkili diyalog ve emek için uzlaşma Memur- Sen sendikacılığının temelidir. Sn. Atalay’a buradan sesleniyorum; “ne yetki delisi, ne de haksızlığın boyun eğicisi” oluruz. Biz Türk-İş le beraber, Hak-İş le beraber ILO’da, bütün dünyada emeğin hakkını haykırmaktan, haklarımız için bir arada olmaktan onur duyarız" ifadelerini kullandı. [gallery columns="4" link="file" ids="6624,6627,6626,6617,6618,6601,6597,6623,6593,6591,6625,6599,6614,6611,6610,6609,6605,6604,6603,6602,6628,6629,6633"]